11 Temmuz 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Almanya: Sanayi sektörünün 2018 yılı 2.yarısına benzer gidişatı resesyon endişelerini körüklüyor

Sermaye ve tüketici malları üretimindeki artışlar sayesinde Mayıs ayında, mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 0,9 arttı. Ne yazık ki, bu olumlu gelişme bir önceki ay sanayi üretimindeki keskin düşüşü telafi etmeye yeterli olmadı. 2019 yılı ilk çeyreğindeki istikrarın ardından sanayi üretiminin ikinci çeyrekte genel olarak 2018 yılının ikinci yarısındaki hızlara gerilemiş olmasını bekliyoruz. Bu da, resesyona yakın kötü anıları akla getiriyor. Her ne kadar sanayi üretiminde aşağı yönlü bir gidişat olmasa da yılın geri kalanında üretimin az da olsa istikrara kavuşma olasılığı pek mümkün görünmüyor. Kalıcı ticari belirsizlikler ve artan stok seviyeleri ekonomik toparlanmayı zorlaştırıyor. Şu ana kadar yurtiçi talep görece gücünü korudu ama sanayi sektöründeki zayıflamanın yatırım faaliyetlerini ve özel tüketim harcamalarını olumsuz şekilde etkilemesi an meselesi. Genel olarak GSYH’nin 2019 yılında sadece yüzde 0,8 artmasını bekliyoruz.     

Fransa: Ortada buluşalım

Fransa’nın ihracatı Mayıs ayında 5,5 milyar Euro arttı ve ilk beş ayda toplam ihracat artışı 14,2 milyar Euro ile aşağı yukarı tüm sene için beklediğimiz rakama ulaştı. En çok ihracat artışı kaydeden sektörler 4,8 Euro ile hava araçları, 2,8 milyar Euro ile lüks ürünler, 1,8 milyar Euro ile elektronik ürünler ve 2,2 milyar Euro ile ilaç oldu. Destinasyon olarak bakıldığında ise; Amerika 2,2 milyar Euro ile sene başından beri en çok ihracat artışı yaşanan ülke olarak sürpriz yaptı. Bu artışın çoğu 2 milyar Euroluk hava araçları ihracatıyla açıklanabilir. Onu sırasıyla, 1,7’şer milyar Euro ile Çin ve İngiltere takip etti. Ancak, İngiltere’ye ihracattaki artış aslen ilk çeyrekte gerçekleşti ve ikinci çeyrekte durağanlaştı. Sonbaharda yeni bir Brexit tarihinden önce bu ülkeye yapılan ihracatta Brexit’ten önce İngiliz şirketler stoklama yapmak isteyebileceğinden dolayı yeniden bir artış kaydedilebilir. Euro bölgesi ülkeleri hâlen Fransa’nın ihracatında ortalamanın altında kalıyor. Almanya’ya ihracatta duraksama var ve bu da genel olarak Fransız otomobil üreticilerinin ihracatlarındaki 0,5 milyar Euroluk düşüşü açıklıyor. İlaç sektörü bu konuda bir istisna oluşturuyor. Bu sektörün Euro Bölgesi’ne ihracatında yüzde 85 artış var. Genel olarak bakıldığında ticari gerilimlerden dolayı ihracat artışının yılın ikinci yarısında aniden durmasını bekliyoruz. Haziran ayında; araba üreticileri, kimyasallar, elektronik ve plastik ürünler için ihracata yönelik siparişlerde keskin düşüşler oldu.  

 Suudi Arabistan: Petrol üretimindeki kesintiler büyümeyi aşağı çekiyor

Son yayınlanan verilere göre 2018 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 4,3 olan reel GSYH büyümesi bu yılın ilk çeyreğinde yavaşlayarak yüzde 1,7’ye geriledi. Bu arada, 2018 yılı son çeyrek yıllık büyümesi de önceden yüzde 3,6 iken yukarı yönde revize edilerek yüzde 4,3 oldu. Böylece 2018 yılının tamamı için yüzde 2,2 olan büyüme de yüzde 2,4’e çıktı. Bu yılın ilk çeyreğindeki yavaşlama neredeyse tamamen petrol sektörünün büyümesindeki keskin yavaşlamadan kaynaklandı. 2018 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 7,1 olan sektör büyümesi ilk çeyrekte yüzde 1’e geriledi. Bu yüksek oynaklık; OPEC, Rusya ve diğer ana petrol üreticilerinin gittikleri üretim kesintilerinden dolayı bir aşağı bir yukarı değişen petrol üretiminden kaynaklanıyor. Üretim kesintilerine Haziran 2018’de ara verilmiş ve bu da petrol üretiminde keskin artışları beraberinde getirmişti ama 2018 yılı sonunda yeniden kesintilere başlandı. Diğer yandan, petrol dışı sektörlerde büyüme 4. çeyrekte yıllık yüzde 2,2’yken ilk çeyrekte biraz yavaşlayarak yıllık yüzde 2,1’e geriledi. Önümüzdeki dönemde petrol dışı sektörlerde üretimin aşağı yukarı aynı kalmasını bekliyoruz ama petrol üretimi kesintiler 2020 yılı Mart ayına kadar devam edeceğinden sınırlı olacağından büyüme üzerinde baskı oluşturmaya devam edecektir. 2019 yılında büyümenin yüzde 1,6 olmasını bekliyoruz. Küresel ekonomik görünümün belirsiz olması ve bölgede jeopolitik risklerin artmış olması bu senaryo için aşağı yönde risk oluşturuyor.                

 Afrika: Serbest ticaret bölgesi kuruluyor ama dolar sıkıntısı var

Nijerya’nın da katılmasıyla Afrika için düşünülen bir serbest ticaret bölgesi planı gerçeğe dönüşüyor ama dolar kıtlığından dolayı bu bölgenin ne kadar etkin olacağı şüpheli. Afrika içi ticaret Afrika kıtasının toplam ticaretinin sadece yüzde 15’ini oluşturuyor ve bu da Dünya’da bir bölgenin kendi içinde yaptığı ticaret için en düşük seviye. Örneğin; Latin Amerika için aynı oran yüzde 16, Asya için yüzde 46 ve Avrupa için yüzde 70. Bunun başlıca nedeni Afrika ülkelerinin ihracatının genel olarak emtiaya yönelik olması ve bu ürünlerin ticaretinin de daha çok dünyanın gelişmiş ekonomilerindeki toptancılar tarafından yapılması. Serbest bir ticaret bölgesi hemen yarın mümkün olmayabilir ve sadece gümrük vergilerindeki indirimden de ibaret olmayabilir çünkü gümrük vergisi dışında ticarete engel olan bir çok başka bariyer de bulunuyor (örneğin; sübvansiyonlar, kotolar, menşei kuralları, bürokrasi). Anlaşmanın tam olarak çalışabilmesi için ciddi bir sıçrama yapılması da gerekecek çünkü e-ticaret ve mobil ödeme de ajanda da yer alıyor. Dolar kıtlığı ise bir diğer problem: bölgenin ticarete daha fazla açılmasıyla dolara ulaşımın kısıtlı olduğu ekonomilere de daha fazla döviz girişi olacaktır. Hesaplarımıza göre nakit dolar sıkıntısı nedeniyle kaçırılan fırsatların ekonomiye her yıl 40 milyar dolarlık bir maliyeti oluyor (GSYH’nin yüzde 1,7’si kadar).   

ABD: Fed’in faiz indirimi neredeyse kesinleşti, Haziran’da istihdamda artış var ama yavaşlama da...

Fed Başkanı Powell Kongre konuşmasında Temmuz sonunda bir faiz indirimi olacağına dair neredeyse kesin sinyal verdi. Powell konuşmasında “gelen veriler ve diğer gelişmeler doğrultusunda destekleyici bir para politikası için koşulların daha da güçlendiğine ve ticari gerilimlere yönelik belirsizlikler ve küresel ekonominin durumunun ABD ekonomisinin görünümü üzerinde baskı yaratmaya devam ettiğine” değindi. Karamsarlaşan görünüme rağmen Haziran ayında ekonomide 165 bin kişilik beklentilerin çok üzerinde 224 bin kişilik bir istihdam yaratıldı. Ancak, aslen işgücünde 335 bin kişilik bir artış nedeniyle işsizlik oranı yüzde 0,1’den yüzde 3,7’ye çıktı. Raporda bazı olumsuz veriler de vardı. Önceki iki ayın istihdam verileri 11 bin kişi aşağı çekilecek şekilde revize edildi ve ücretlerdeki artış da yıllık yüzde 3,1 ile yüzde 3,2’lik beklentinin altında kalarak biraz hayal kırıklığı yarattı. Güçlü rapora rağmen 6 ve 12 aylık eğilimler aşağı yönde ve Fed’in kötüleşen görünüm beklentilerini destekliyor. Temmuz ve Ekim aylarında birer faiz indirimi ve 2020’de de iki tane daha indirim bekliyoruz.          

 Cezayir: Stagflasyon yaşanabilir

GSYH büyümesi büyük ihtimalle ilk yarıda sabit kaldı. İthalat gibi bazı öncü verilerdeki daralmalar da (Ocak-Nisan döneminde yıllık yüzde -3,4) bunun bir göstergesi. Ayrıca, hükümet Kasım 2017 ve Ocak 2019 arasında uygulamaya konan olağandışı para politikasının da sonuna gelindiğini açıkladı. Merkez Bankası’nın toplam fonlaması GSYH’nin yüzde 30’una ulaştı (hükümet verileri). Bunun yarısı ekonomiye enjekte edilmişti ve güçlü bir kredi büyümesi sağladı. Yine de bunun ekonomi üzerinde pek etkisi olmadı çünkü ülkede bu dönemde hiç kişi başı GSYH artışı yaşanmadı. Borç oranlarının son revizyonuna göre Merkez Bankası’nın fonlamalarının 2018 yılında yüzde 37 olan kamu borcu GSYH oranını 2019 yılında yüzde 47’ye çıkarmış olması bekleniyor ki 2015 yılında bu sayı yüzde 9’du. Ayrıca, petrolle ilişkili bütçe gelirlerindeki bir azalma (2019 yılı ilk çeyreğinde yıllık yüzde -20) kamu yatırımlarındaki yaşanan yeni bir düşüşün (-yüzde 28) ana nedeni gibi duruyor. Bu nedenle, benzin üretimindeki azalma yeniden yaşanmayacaktır. 2019 yılında yüzde 1,2 ile 1997 yılından beri görülen en yavaş GSYH artışını bekliyoruz.    

 Gürcistan: Ekonomi Rus ambargolarından etkileniyor

Rus bir milletvekilinin 20 Haziran’da Gürcistan parlamentosunda boy göstermesi nedeniyle Tiflis’te başlayan şiddetli gösterilerden sonra Rusya Gürcistan’a uçak seferlerini yasakladı ve ülkeye ticari yaptırımlar uygulamaya başladı. Rusya’dan daha da cezalandırıcı yaptırımlar gelebilir. Bu olaylardan beri Gürcistan Larisi (GEL) ABD doları karşısında yüzde 4 değer kaybetti (sene başından beri yüzde 8). Rusya’nın bu hamlesi Gürcistan’ın ihracatını azaltabilecek olsa da kısa vadede herhangi bir ödemeler dengesi krizine neden olmayacaktır. 2018 yılında GSYH’nin yüzde 7,9’u kadar olan cari işlemler açığı 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 6,2’ye geriledi ve yüzde 6,2’lik açığın hepsi de doğrudan yabancı yatırım girişleri tarafından finanse edilebildi. 2014-2018 döneminde de açığın ortalama yüzde 82’lik kısmı DYY girişleriyle karşılanabiliyordu. Yine de Rusya’dan gelecek yaptırımların GSYH büyümesini ve enflasyonu etkilemesi bekleniyor. 2018 yılında yıllık yüzde 4,7 olan ve 2019 yılının ilk çeyreğinde yıllık yüzde 4,9 olan büyümenin 2019 yılında yüzde 4,5 olmasını bekliyoruz. Aralık 2018’de yıllık yüzde 1,5 olan enflasyon da Haziran ayında yıllık yüzde 4,3 oldu. 2019 yılında cari işlemler açığı yeniden GSYH’nin yüzde 8,4’üne ulaşacaktır. Kamu borcu yüzde 48 ve dış borç yüzde 84 ile büyük kalmaya devam edecektir. Tüm bunlar da ülkenin yüksek riskinin devam edeceğini gösteriyor.

 

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.