20 Haziran 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

ABD: Fed faiz oranını sabit tuttu ama indirimlere dair güçlü sinyaller verdi

Beklendiği gibi Fed faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi ama yakın gelecek için indirim sinyalleri verdi. Allianz Trade olarak bu sene Fed’in iki kez faiz indirimine gitmesini ve bunlardan ilkinin Haziran 2019’da Japonya’da gerçekleşecek G20 zirvesi sırasında Çin ile ABD arasında ticari anlamda bir anlaşma sağlanamaması durumunda Temmuz toplantısında gelmesini bekliyoruz. Faiz oranının sabit kalmasına yönelik karara eşlik eden açıklamada son dönemlerde Fed’in faiz oranı hamlelerine karar verme yaklaşımını tanımlayan “sabır” kelimesi yeniden geçti. Aynı açıklamada; artık geleceğe dair belirsizlikler ortaya çıktığından ve enflasyonist beklentiler azaldığından ekonominin görünümü “sağlam”dan “ılımlı”ya doğru aşağı yönde revize edildi. 2019 yılı için enflasyon öngörüsü yüzde 1,8’den yüzde 1,5’e indirildi. Daha da önemlisi noktasal grafikte 17 Fed üyesinden 8’inin artık yıl sonuna kadar en az bir faiz indirimi, 7’sinin de iki indirim öngördüğü gözlendi. Mart ayında hiçbir üye faiz indirimi öngörmüyordu. Son olarak, Powell döneminde ilk kez ayrılıkçı bir oy ortaya çıktı. St. Louis Fed Başkanı James Bullard hemen faiz indirimine gidilmesini istedi. Genel olarak değerlendirildiğinde son faiz kararı ve ona eşlik eden açıklamalar Fed’in karşı karşıya kaldığı yavaşlayan ekonomi karşısında çok yakında faiz indirimine gideceğine işaret ediyor.       

Rusya: Ekonomik durgunluk faiz indirimini getirdi

Rusya Merkez Bankası geçtiğimiz hafta gösterge politika faiz oranında 25bp’lik indirime giderek faiz oranını yüzde 7,5’e çekti. Böylece, Eylül 2018’de başlayan para politikasındaki sıkılaşmanın sonuna gelinmiş oldu. Kurum, bu karara gerekçe olarak, açıklamasında; Mart ayında yüzde 5,3’ten Mayıs ayında yüzde 5,1’e gerileyerek yavaşlayan enflasyona ve 2019 yılının ilk yarısındaki zayıf ekonomik büyümeye işaret etti. Bu hafta Rosstat tarafından yapılan ikinci tahmin, 2019 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 2,7 artan reel GSYH’nin bu yılın ilk çeyreğinde sadece yüzde 0,5 büyüdüğünü teyit etti. Arz yönlü detaylarda ilk çeyrekte; emlak sektöründe yüzde 0,3’ten yüzde -3,5’e, idari hizmetler & destek hizmetleri sektöründe yüzde 2,9’dan yüzde -2,8 ve toptan ve perakende satış sektöründe yüzde 2,2’den yüzde -3’e olmak üzere keskin düşüşler olduğunu gösteriyor. Toptan ve perakende satış faaliyetlerindeki yavaşlama aslen bu sene başında gerçekleşecek KDV artışından önce büyük perakendecilerin stoklarında artışa gitmesinden kaynaklandı. Perakende satışlar ilk çeyrekte yıllık yüzde 1,6 büyüdüğü halde Nisan ayında yıllık büyüme yüzde 1,2’ye geriledi. Diğer yandan imalat sanayi üretimi bir lunapark treni gibi. İlk çeyrekte yıllık yüzde 2,1 olan üretim artışları Nisan ayında yüzde 4,6’ya çıkmıştı ama Mayıs ayında yeniden düşüş göstererek yüzde 0,9’a geriledi. Genel olarak bakıldığında 2018 yılında yıllık yüzde 2,3 olan büyümenin 2019 yılında yüzde 1,3’e yavaşlamasını ve 2020 yılında da yüzde 1,5 olmasını bekliyoruz.  

İspanya: İşçi maliyetlerinin artışı hızlandı

İspanyol mucizesinin sona erdiğine dair makalemizde de öngördüğümüz gibi İspanya’nın maliyet bakımından rekabet gücünün normalleşme süreci devam ediyor. Ocak 2019 itibariyle ülkede asgari ücretlerde yüzde 22,3’lük bir artış oldu ve işsizlik oranı son on senenin en düşük seviyesine geriledi. İlk çeyrekte şirketlerin işçi maliyetleri geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 2,1’lik artışla son beş senenin en hızlı artışını sergiledi. Bu artış; hem ücretlerdeki yıllık yüzde 1,7’lik artıştan hem de diğer maliyetlerdeki yüzde 3,1’lik yükselişten kaynaklandı. Sektörler bazında göz atıldığında hizmetler sektörünün ilk çeyrekte işçi maliyetlerinde en fazla artışın yaşandığı sınıf olduğu görülüyor. Bu, yıllık yüzde 2,3’lük artışla 2013 yılından beri görülen en hızlı artış. Bu da asgari ücretlerdeki artışın sonuçlarına dair görüşlerimizle örtüşüyor. Hizmetler sektörünün alt kırılımlarındaki bir çok iş kolu ücretlerin toplam sektör katma değerine oranı olarak bakıldığında yüksek emek yoğunluğa sahip ve ortalama olarak çalışan başına ücret oranı da düşük. Bu nedenle de ücret artışlarına en hassas kesimi oluşturuyorlar. Önümüzdeki dönemde artan işgücü maliyetlerinin şirket karlarını olumsuz etkilemeye devam etmesini bekliyoruz. Toplam katma değer / kar oranının yüzde 43’ten yüzde 41,5’e gerileyerek 2011’den beri görülen en düşük seviyeye düşecek ve Euro Bölgesi ortalamasına yaklaşacaktır (yaklaşık yüzde 40,5).      

Afrika: Doğrudan yatırımlar cari işlemler açığını kısmen finanse ediyor

Afrika son 10 senede küresel doğrudan yabancı yatırımlardan en az payı almış olsa da (2018 yılı itibariyle 1,3 trilyon dolar) 2018 yılında kıtaya 46 milyar dolar (+yüzde 11) doğrudan yatırım girişi oldu. Ancak, borçlanma yine de ana finansman kaynağı olarak kalmaya devam etti. Unctad’a göre Afrika’ya giren doğrudan yabancı yatırımların ana destinasyonu; 6,8 milyar dolarla Mısır, 5,3 milyar dolar Güney Afrika, 4,3 milyar dolarla Kongo Cumhuriyeti, 3,6 milyar dolarla Fas ve 3,3 milyar dolarla Etiyopya oldu. Ancak, DYY’de her zaman öz sermaye şeklinde giriş yapmadı. Örneğin Kongo Cumhuriyeti ve Güney Afrika’da şirket içi borçlar ağırlıktaydı. Ayrıca, Güney Afrika’dan çıkan 4,6 milyar dolarlık DYY da göz önüne alındığında net DYY miktarının ülkenin cari işlemler açığının sadece yüzde 8’lik düşük bir kısmını finanse ettiği görülüyor (cari açık burada hâlen aslen portföy yatırımları ile finanse edilmekte). Özellikle Batı Afrika’ya 9,6 milyar dolar ile 2006’dan beri en düşük seviye ve Orta Afrika’ya (Kongo Cumhuriyeti dışında) toplam 4,5 milyar dolar ile doğrudan yabancı yatırım girişleri zayıf oldu. Genel olarak bakıldığında tahminlerimiz sermaye cinsinden net DYY girişleri kıtanın 2018 yılında 80 milyar dolara ulaşan toplam cari işlemler açığının üçte birini finanse ediyor yani, açığın kalan üçte ikilik kısmı borçla finanse ediliyor. Cari açığın 2019 yılında 110 milyar dolara ulaşmasını beklediğimiz için borçlanma da büyük ihtimalle ana finansman kaynağı olarak kalacaktır.      

Mercekteki Ülkeler

Arjantin: Küçülmenin sonuna gelindi mi?

Beklentilerimiz doğrultusunda ekonomi üst üste beşinci kez çeyreklik bazda daraldı. Çeyreklik bazda küçülme yüzde 0,2 olurken yıllık bazda yüzde -6,4 oldu. Kamu harcamalarında bir seneden fazladır ilk defa çeyreklik bazda yüzde 2 fakat yıllık bazda yüzde -1,1 olacak şekilde artış oldu. İthalatın azalması ve ihraçtın hafif artmasıyla net ihracat GSYH büyümesine destek verdi. Yatırım harcamalarıyla birlikte özel tüketim harcamaları da çeyreklik bazda yüzde -2,5 ve yıllık bazda yüzde 12,5 olacak şekilde azalmaya devam etti. Arz tarafında çeyreklik yüzde 5,3 büyüme ile tarım ve hayvancılık kurtarıcı oldu. İmalat sanayiinde de bir senedir süren küçülme, çeyreklik bazda yüzde 0,6’lık büyüme ile son buldu. Geriye doğru bir yıllık GSYH daralması yüzde 2,5 iken son üç çeyrekte ortalama yüzde -2,1 oldu. Resesyonun en kötü kısmı geride kalmış olabilir; bu sene ekonominin yavaş yavaş resesyondan çıkmasını ve 2019 yılında küçülmenin yüzde 1,8 olmasını bekliyoruz. 2020 yılında büyümenin yüzde 2 olacağını tahmin ediyoruz. Ancak seçimlerin yaklaşmasıyla politik bir hata yapılması riski artabilir. Devlet Başkanı Macri’nin seçilememesi borç sürdürülebilirliği için tehdit olacaktır.

Gana: Büyüme görünümü olumlu

Gana hızla değişiyor. Son beş yılda nominal GSYH’si iki kattan fazla arttı. 2017 yılında yüzde 8,1, 2018 yılında yüzde 5,4 büyüyen Gana için 2019 yılında hızlı büyümenin devam etmesini ve yüzde 7 olmasını bekliyoruz. Petrol ve metal sektörleri, tarımsal emtiaların yanında (kakao ve kahve) büyümenin ana sürükleyicileri. Ancak, bunlar tek olumlu gelişmeler değil. Gana, dolar kıtlığına eskisine göre daha dayanıklı. Cari işlemler açığı azaldı ve 2013 yılında GSYH’nin yüzde 12’siyken 2018 yılında yüzde 3,2’ye geriledi. Açık, artık tamamen doğrudan yabancı yatırım girişleriyle finanse edilebiliyor (2018 yılında 3 milyar dolar ile Nijerya’dan fazla). Gana, diğer sektörleri büyümeye dahil etme konusunda da başarılı oldu. Artan tasarruflar aslen artan ihracat gelirleri sayesinde 2018 yılı büyümesine yüzdelik bazda 1 puan batkıda bulunan sağlık harcamalarını finanse etmeye yardımcı oldu. Ancak, verimli bir dönemde bile kredi riski devam ediyor. 2018 yılında hükümet dokuz bankayı kapatmak zorunda kaldı ve bunun maliyeti Dünya Bankası’na göre GSYH’nin yüzde 3,4’ü kadardı. İyi haber, Afrikada çok görülmeyen bir şekilde bu durumun hızla çözülebilmesiydi.        

Avusturalya: Mali canlandırma önlemleri para politikasındaki gevşemeye eşlik etmeli

Avusturalya Merkez Bankası Haziran ayı başında gösterge faiz oranında 25baz puanlık bir indirime giderek oranı yüzde 1,25’lik tarihi bir seviyeye indirdi ve yayınlanan toplantı notlarında ufukta daha fazla indirim olacağının işaretlerini verdi. Kurum, faiz indirimi kararına gerekçe olarak; 1. çeyrekte yıllık ortalama yüzde 1,3 olan düşük enflasyon ve Şubat ayında yüzde 4,9’ken Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 5,2’ye çıkan işsizliği gösterdi. Ayrıca, reel GSYH büyümesi ilk çeyrekte 2009 yılı 3. çeyreğinden beri en düşük büyüme hızı olan yıllık yüzde 1,8’e geriledi. Sabit yatırımlar yüzde -1,5 ve özel tüketim harcamaları yıllık yüzde 1,8 ile özellikle ilk çeyrekte zayıftı. Nisan ayında aylık yüzde -0,1 olan nominal perakende satışlar 2. Çeyrek için ciddi bir iyileşmeye işaret etmiyor. Para politikasının gevşetilmesi yılın ikinci yarısında büyümeyi az çok destekleyecektir ama faiz oranları halihazırda zaten düşükken mali canlandırma önlemleri daha etkili olabilir. Kamu borcu GSYH’nin yüzde 41’i olduğu için hükümetin bu yönde adım atmaya yeri var ama Almanya’da olduğu gibi bütçe fazlası vermeye yönelik siyasi takıntı vergi oranlarında değişikliğe gitme ve bütçede belirlenen birkaç altyapı projesi gibi şeylerden daha etkili olabilecek önlemlerin alınmasının önünü kesiyor. 

Takvim / Neleri Takipte Olacağız?

21 Haziran          Japonya Mayıs ayı TÜFE

23 Haziran          Türkiye: Yinelenen İstanbul seçimi

24 Haziran          Almanya Haziran ayı Ifo İş Çevreleri Güven Endeksi

24 Haziran          Meksika Nisan ayı ekonomik faaliyetler

24 Haziran          Polonya Mayıs ayı perakende satışlar

24 Haziran          Polonya ve Türkiye Haziran ayı iş çevreleri güven endeksleri

25 Haziran          Fransa Haziran ayı iş çevreleri güven endeksi

25 Haziran          Macaristan para politikası toplantısı

25 Haziran          Vietnam 2. çeyrek GSYH büyümesi (flaş tahmin)

26 Haziran          ABD Haziran ayı tüketici güven endeksi

26 Haziran          Arjantin 1. çeyrek cari işlemler dengesi

26 Haziran          Arjantin Mayıs ayı ticaret dengesi

26 Haziran          Çekya para politikası toplantısı

26 Haziran          Fransa Haziran ayı Tüketici Güven Endeksi

26 Haziran          Tayland para politikası toplantısı

 

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.