24 Ekim 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

Şili: Protestolar arttı. Şu ana kadar riskler kontrol altında

OECD üye ülkeleri arasında gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke olan Şili’de 18 Ekim 2019’dan beri son 30 yılın en şiddetli protestoları yaşanıyor. Gösterileri tetikleyen şey Santiago’daki metro ücreti artışları olsa da temelde yatan şey ülkedeki gelir eşitsizliği ve son 10 yılda ortalama yılda yüzde 3,1’lik sağlam ekonomik büyümeye rağmen orta sınıfın risklerden kaçmakta zorlanması. Önümüzdeki haftalarda yağma ve çapulculuk riskleri yüksek kalmaya devam edecek ve büyük ihtimalle ulaşım ve üretim zincirlerinde ciddi aksamalar olacak. Kamu ulaşımında yer alan şirketler, süpermarketler ve perakendeciler gibi küçük çaplı işletmeler finansman problemleriyle karşı karşıya kalabilir. Hükümet protestoların başlamasından bu yana: minimum emeklilik maaşının yüzde 20 artışını, yoksullar için ilaç fiyatlarında indirimi ve aylık asgari ücretin 480 dolar olmasını da içeren yeni bir “sosyal ajanda” açıkladı. Devlet Başkanı Pinera bu ajandanın finansmanı için, ayda 11bin dolardan fazla gelire sahip kişilerden alınan vergilerde yüzde 35’ten yüzde 40’a artışa gidileceğini ve kamu çalışanlarının ücretlerinde kesinti yapılacağını belirtti. Açıklanan programın ulusal ekonomik faaliyetler üzerinde şu ana kadar çok küçük bir etkisi oldu ve protestolar hiç durmadı. Özellikle ülkenin en büyük bakır madeni de dahil olmak üzere gösteriler devam ederse 2017 yılında olduğu gibi büyüme üzerindeki olumsuz etkiler daha da artabilir.

Almanya: Son çeyreğe zayıf başlangıç

Ekim ayında Alman bileşik PM endeksi faaliyetlerde durağanlık anlamına gelen 50 seviyesinin ikinci kez altında kalarak ekonomik faaliyetlerde daha fazla daralma olacağının sinyallerini verdi. İmalat sanayi PM Endeksindeki hafif iyileşme olumlu bir gelişme olsa da ciddi bir toparlanmaya yönelik çok güçlü bir gösterge değil. Buna ek olarak, sanayi sektöründeki zayıflığın diğer sektörlere de sıçramaya başladığına dair işaretler var. Hizmetler sektörü PM Endeksi 2016 yılından beri görülen en düşük seviyeye geriledi. Özellikle, son altı yıldır ilk kez toplam istihdamda görülen düşüş ciddi bir endişe yaratıyor. Bu nedenle Alman ekonomisinin en önemli ayağı olan özel tüketim harcamaları yakında sendelemeye başlayabilir. 2019 yılının Alman ekonomisi için zor bir sene olduğu zaten kesinleşmişti. Ancak, Ekim ayında iş çevreleri güven endeksinin Kasım 2012’den beri görülen en düşük seviyeye gerilemesi önümüzdeki sene için de çok olumlu bir sinyal vermiyor. Hem 2019 hem de 2020 yılı için Alman GSYH’si sadece yüzde 0,6 artacak gibi (Euro bölgesinin toplam büyüme hızının sadece yarısı kadar).

Fransa: Kredi çevrimlerine dikkat

Fransa’da imalat sanayii sektöründe beklentilerde kötüleşme oldu. Endeks Mart 2015’den beri görülen en düşük seviyeye geriledi ve borç ödemelerinde zorlanan şirketlerin sayısı arttı. İş çevrelerinde bir senedir kötüleşen güvenin öncelikli sürükleyicisi siparişlerdeki düşüş ve sonrasında bahar ayında stoklardaki artış (özellikle de otomotiv katma değer zincirinde). Yine de imalat sanayii, güçlü ihracatın sürüklediği ve sene başından beri ihracatta yıllık 6,8 milyar euroluk artış görülen havacılık ile 3,3 milyar euroluk artış görülen kimya sektörleri sayesinde 2019 yılının ikinci çeyreğinde resesyona girmekten kaçınabildi. Bu etkilerin silikleşmesiyle imalat sanayii üretimi 3. çeyrekte büyük ihtimalle daralacaktır. Son güven endeksi anketi Ekim ayında üretimde düşüşün hızlandığına işaret ediyor. Aynı zamanda, 1 milyon eurodan fazla ciro yapan önem derecesi bakımından 147 şirketin daha iflas etmesiyle Eylül ayında ödemelerini yapamayan şirketlerin toplam cirosu da 20,9 milyar euroya ulaştı (aylık ve yıllık 1 milyar euroluk artış). Insee’ye göre özellikle otomotiv sektöründe şirketlerin yüzde 22’si nakit sıkıntısı sinyalleri veriyor. Bu oran sadece 2009 ve 2013 yıllarında daha fazlaydı. Önümüzdeki aylarda iflaslarda artış bekliyoruz.

Mercekteki Ülkeler

ABD: İmalat sanayii ve konut piyasası zayıflamaya devam ediyor

İmalat sanayii sektöründe daralma daha da artıyor gibi. Geçen ay aylık sadece yüzde 0,3 artan dayanıklı mallara yönelik ana siparişler bu ay yüzde 1,1 düşerek yıllık oranın yüzde -5,4’lük alarm verici bir seviyeye gerilemesine neden oldu. Bu düşüşün kısmen bir bölümü Boeing 737 Max uçuşlarının yasaklanması ve GM grevi yüzünden olsa da bu olayların etkilerinden arındırıldıktan sonra bile çekirdek siparişlerde aylık yüzde 0,5’lik düşüş görüldü (aylık üst üste ikinci düşüş) ve yıllık düşüş yüzde 0,8 oldu. Dayanıklı mal sevkiyatlarında -ki GSYH hesaplamalarında doğrudan girdi olan bir veri- aylık yüzde 0,7’lik bir düşüş oldu ve yıllık artış da yüzde 0,4’lük zayıf bir oranda kaldı. Eylül ayında konut piyasası daha düşük mortgage oranlarına rağmen zorluk çekmeye devam ediyor. Konut başlangıçlarında yüzde 9,4, izinlerinde yüzde 2,4, mevcut konut satışlarında yüzde 0,7 ve yeni konut satışlarında yüzde 2,2 oranında geriledi. Ancak, bu veriler çok oynak ve tüm dört verinin de yıllık olarak oranları pozitif.

İngiltere: “Prensipte” Brexit anlaşması

Başbakan Boris Johnson 22 Ekim’de Brexit anlaşması için çoğunluğu tarafına çekmeyi başardı. Ancak, beklenildiği gibi İngiltere’nin 31 Ekim’de birlikten çıkmasını sağlayacak hızlı bir onay için destek bulamadı. Bu da, teknik olarak ayrılığın 31 Ocak 2020’ye kadar ertelenmesi anlamına geliyor ve AB devlet başkanlarının da yakın zamanda belki bazı şartlar karşılığında buna onay vermesi bekleniyor. Bundan sonra sene sonuna kadar büyük ihtimalle ona eşlik edecek ikinci bir referandumla yeniden bir genel seçim olmasını bekliyoruz. Brexit tasarısı yakında Lordlar Kamarası’na gönderilecek. Onlar da yüzde 85’i AB taraftarı olduğu için tasarı üzerinde ciddi değişiklikler talep edecektir. Brexit’e yönelik belirsizlik biraz daha azalmış olsa da seçimden sonra görüşlerin ters tarafa doğru değişmesi ihtimali hâlen az değil. Ayrıca, hedeflenen Serbest Ticaret Anlaşması yani İngiltere’nin AB pazarından ayrılması, mallar üzerine gümrük vergisi gelmemesi, hizmetler sektörü için pasaport haklarının olmaması ve Kuzey İrlanda için teklif edilen çifte gümrük vergisi sisteminin uygulanabilirliği hâlâ büyük soru işaretleri. 2020 yılında İngiltere’nin reel GSYH’sinin en fazla yüzde 0,8 artmasını bekliyoruz.

Lübnan: Dar boğazlar

Eylül sonunda devam eden dolar kıtlığı, yeni vergiler, yolsuzluk, zayıf hizmetler ve hükümetin başarısız görülen ekonomik politikaları nedeniyle ufak tefek başlayan protestolar, Ekim ayı ortası itibariyle büyük çaplı ve kısmen şiddet içeren ulusal ayaklanmalara dönüşmeye başladı. Lübnan, genelde siyasi hareketlerin mezheplerle sınırlı kaldığı ve ülke geneline pek yayılmadığı bir ülke. Bu hafta hükümet bu duruma acil bir reform paketiyle karşılık verdi. Bu pakette; bakanlar ve kanun yapıcıların maaşlarının yarıya indirilmesi, bankacılık sektörünün bütçe açığının azaltılmasına 3,4 milyar dolar katkıda bulunması ve bazı kamu kuruluşlarının feshedilmesi veya birleştirilmesi gibi önlemler de yer alıyor. Uzun zamandır geciken, devlet kontrolündeki devamlı zarar yaratan elektrik sektörünün reformu da hızlandırılacak. Ancak bunlar yeterli olmayacaktır ve sokak gösterileri de bir süre daha devam edecektir. Ekonomik cepheye bakıldığında dolar kıtlıklarının tekerrür etme ihtimali büyük ve bu da beraberinde; LBP’nin devalüasyonuna, bankalara mevduat çekmek için hücumlara, kur ve sermaye kontrollerine, temel mallarda kıtlığa ve ithalat ödemelerinin yapılamamasına dair risklerinin artmasına neden oluyor. GCC (Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi) ve Avrupa’dan finansal destek ülkeye yardımcı olabilir ama bu taraflar da yardımları karşılığında somut reformlar bekleyecektir.

Çin: Yavaşlama devam ediyor

Çin’de 2. çeyrekte yıllık yüzde 6,2 olan GSYH büyümesi 3. çeyrekte yıllık yüzde 6’ya gerileyerek beklentilerin altında geldi. Aylık veriler de Çin ekonomisindeki yavaşlamanın henüz sona ermediğine işaret ediyor. Eylül ayında sanayi üretimi yıllık yüzde 4,4’ten yüzde 5,8’e beklenenden daha fazla artış göstermiş olsa da ilk yarıdaki büyüme hızının altında kaldı. Özel sektörden dolayı, sene başından Eylül ayına kadar olan dönemde büyümesi yıllık yüzde 5,4’e gerileyen sabit varlık yatırımları da hayal kırıklığı yarattı. Ağustos ayında bu oran yıllık yüzde 5,5’ti. Perakende satışlarındaki artış yıllık yüzde 7,5’ten Eylül ayında hafif bir hızlanmayla yüzde 7,8’e çıktı ama bunda aslen daha yüksek olan enflasyon etkili olmuş olabilir. Çinli liderler devam eden ekonomik yavaşlamadan çok da rahatsız görünmüyor. Politika karması destekleyici ama yakın zamanda daha da canlandırıcı bir planın uygulamaya konması çok olası değil. Örneğin, 21 Ekim’de güncellenen Ana Kredi Oranı (Loan Prime Rate, LPR) şimdilik sabit kaldı. Halbuki, beklentiler 0,5 baz puanlık bir indirime gidileceği yönündeydi. Çin’in GSYH büyümesinin 2019 yılında yüzde 6,2, 2020 yılında aşağı yönlü risklerle birlikte yüzde 6,1 olmasını bekliyoruz yıllarında sırasıyla yüzde 6,2 ve yüzde 6,1 olmasını bekliyoruz.

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.