26 Haziran 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Haftanın Verisi: Almanya, Haziran 2019 IFO iş çevreleri güven endeksi son 55 ayın en düşük seviyesiyle 97,4 oldu

Almanya: Güven endeksindeki düşüş uzun sürebilir

Haziran ayında Ifo iş çevreleri güven endeksi 0,5 puan düşerek 97,4 seviyesine yani, Kasım 2014’ten beri görülen en düşük rakama geriledi. Şirketlerin, iş ortamına yönelik beklentilerinde -1 puanla 94,2 seviyesine belirgin bir düşüş oldu. Diğer yandan, şirketlerin “mevcut durum” değerlendirmeleri +0,1 puanla 100,8 seviyesine ulaşarak az çok istikrara kavuştu. Geçtiğimiz ay aynı alt bileşen (mevcut durum değerlendirmesi) aşağı yönde keskin bir düzeltme yaşamıştı. Haziran ayında güven endeksindeki gerileme ticaret sektörü dışında genel olarak tüm sektörlere yayıldı. Önümüzdeki dönem için Almanya’nın ekonomik görünümünde kısa vadede hızlı bir iyileşme beklenmiyor. Ticarete yönelik artan siyasi belirsizlikler, İtalya’nın durumu, Brexit gelişmeleri ve otomotiv sektörünü kaplayan kara bulutlar 2019 yılının ikinci yarısına kadar çok değişmeyecek gibi görünüyor. Alman sanayisi de bunlar yüzünden baskı altında kalmaya devam edecek. İnşaat sektörü ve tüketim harcamaları önümüzdeki çeyreklerde her ne kadar yavaş yavaş güç kaybedecek olsalar da  ülke ekonomisinde büyümeyi sürükleyen ana faktörler olacak. Sonuç olarak Alman ekonomisinin sanayi sektöründeki gelişmelerden etkilenebilen bir yapısı var. Sanayi sektöründeki zayıflık ne kadar uzun sürerse, yatırım ve tüketim harcamaları kararları da o kadar etkilenecek. Genel olarak değerlendirildiğinde 2019 yılında GSYH büyümesinin yüzde 0,8 olmasını bekliyoruz.    

İngiltere: Anlaşmasız Brexit durumuna şirketler ne kadar hazırlıklı?

Yılın ikinci çeyreğinde (23 Nisan-28 Mayıs arasında) İngiltere Merkez Bankası tarafından ankete tabii tutulan İngiliz şirketlerinden yüzde 57’si, Berexit’in, belirsizlik kaynakları içinde ilk üç arasında yer aldığını belirtti. Şirketlerin yüzde 40’ı tedarik zincirleri ve gümrük ayarlamalarına yönelik belirsizlikler yaşadığını söyledi. Çoğu şirket Brexit meselesinin 2019 yerine 2020’de çözüleceği yönünde beklentilerinde değişikliğe gitti. Ayrıca, şirketlerin yüzde 75’i olumsuz bir durum olması ihtimaline karşı planlama yapıyor. Brexit sonrası her ihtimale karşı kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışıyor, stoklarını arttırıyor, nakit biriktiriyor, alternatif tedarikçiler arıyor. Brexit nedeniyle artan stoklar daha çok imalat sanayii sektöründe yoğunlaşıyor Stoklanan ham maddelerin yarısından çoğu bu sektör tarafından yapılıyor. Şirketlerden yüzde 40’a yakını toptan ve perakende şirketlerin de büyük ihtimalle “son ürün” stoklarını arttırdığını ifade etti. 50. Madde’nin, yüzde 50 ihtimalle 31 Ekim’den 2020 yılı ortasına veya sonuna ötelenmesini bekliyoruz. Bu arada artan belirsizlik şirketlerin 3. çeyrekte de yeniden stoklama yapmasına neden olacaktır. Bunu takiben de 2019 yılının son çeyreğinde GSYH’de çeyreklik bazda yüzde 0,2’lik bir düşüşe denk gelen bir düzeltme gelecektir ve bu düzeltme 2020’nin ilk çeyreğine de sarkabilir.      

Fransa: Görünüm parçalı

Fransa’da iş çevreleri güven endeksleri daha çok yurtdışı taleple bağlantılı olarak kötüleşme gösteriyor. İmalat sanayii güven endeksi düşerek Haziran ayında 102 puana geriledi ve ikinci çeyrek ortalamasını 2016 yılı üçüncü çeyreğinden beri görülen en düşük seviyeye çekti. Haziran ayında ihracata yönelik siparişler 2013 yılı ilk yarısından beri görülen en hızlı şekilde şekilde kötüleşti. Özellikle, otomotiv sektörüne ait üretim zincirinde (otomotiv üreticileri, tedarikçileri, metaller) ve elektronik ve kimya gibi iş döngülerine çok hassas olan sektörlerde. Aynı zamanda Fransız şirketleri daha düşük talep nedeniyle stok baskıları hissetmeye devam ediyor ama etkilenen şirketlerde iyileşme de var. Otomotiv üreticilerinin stokları “normal” seviyeye döndü ama tedarikçilerin stok seviyesi hâlen uzun dönem ortalamasının üzerinde. Elektronik eşya üreticileri de şimdi onlara katıldı. Aynı zamanda perakende sektöründe de beklentilerde bir iyileşme yok. Sektörün genel güven endeksi 97 seviyesinin altında ve en kötü düşüş gıda perakendecilerine ait. Son olarak, hizmetler ve inşaat sektörleri hâlen iyi durumda ve büyük ihtimalle mali canlandırma önlemleri sayesinde (ki 2019 yılında GSYH büyümesinin yüzde 1,2’ye çıkmasına imkan sağlayacak) artan hanehalkı tüketiminden en çok pay alan sektörler olacak.    

Etiyopya: Müziği durdurmayın

Son 10 yılda Etiyopya dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer aldı. Ancak, son dönemde bir şekilde büyüme hızına bir şeyler oldu; yıllık ortalama yüzde 10 olan büyüme oranı yüzde 7,5’e geriledi ve bu sene de beklenen büyüme hızı bu. Ayrıca, ülke bu sene tekstil sektörüne giren doğrudan yabancı yatırımlara rağmen artan ihracattan yararlanamıyor. Alt yapı harcamaları kısmen güçlüydü ve inşaat neredeyse üçte bir oranında büyümeye en fazla katkıyı yapan sektördü. Ancak, elektriğe ulaşım gibi ana altyapı yatırımlarını kamu ihtiyaçlarını karşılayacak hızda arttırmaya yönelik zorluklar bazı hoşnutsuzluklar yaratabilir. Ayrıca, Etiyopya hâlen dolar kıtlığından mustarip ve döviz rezervleri sadece iki aylık ithalatı karşılayacak oranda. Bu da ithal mal oranı yüksek olduğu için (örneğin arabalar) ana darboğazlardan birini oluşturuyor. Etiyopya’nın yeni bir büyüme döngüsü yaratabilmek için şüphesiz daha fazla piyasa dostu reforma ihtiyacı var ama kısa vade için düşük yağış oranları daha ciddi bir problem oluşturuyor. Hem büyümeyi olumsuz etkileyebilecek hem de hoşnutsuzlukları arttıracak bir durum.    

Mercekteki Ülkeler

Meksika: Büyümede yavaşlama var ve riskler devam ediyor

Mart ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 0,5 gerileyen aylık faaliyet endeksi Nisan ayında sadece yüzde 0,1 arttı. Büyümeye aslen yüzde 1,5 ile ikincil sektör destek olurken, yüzde -2,6 ile tarım sektörü de köstek oldu. Hizmetler sektörü aylık bazda yüzde 0,3 büyüdü. Mart ayında yıllık yüzde 0,6’lık daralma olmuştu fakat Nisan 2018’e göre ekonomik faaliyetlerde yıllık yüzde 0,3’lük artış yaşandı. Büyüme hızının 12 aylık ortalama olarak bakıldığında yavaşladığı görülüyor. Geçen sene Kasım ayına kadar olan 12 aylık ortalama büyüme yüzde 2 iken bu yıl Nisan ayına göre 12 aylık ortalama büyüme yüzde 1,4 oldu. Yıllık büyümenin yüzde –0,03 ile halen hafif negatif olması, geçen sene yüzde 2,1 olan büyümenin 2019 yılı için yüzde 1 ve 2020 için yüzde 1,5 olması yönündeki tahminlerimizi güçlendiriyor. Ayrıca, ABD’nin ihracat üzerine gümrük vergisi tehditleri de devam ediyor. ABD ve Meksika yönetimleri Meksika’nın göç politikası sonuçlarını 22 Temmuz ve 5 Eylül tarihlerinde gözden geçirecek. Hedeflere ulaşılamamış olması yeni gümrük vergilerini tetikleyebilir ve bu da Meksika’nın GSYH’sinden yüzdelik bazda 0,6 puan çalabilir (vergilerin Kasım sonuna kadar yüzde 10’da tutulmasıyla) veya ülkeyi resesyona sokabilir (gümrük vergilerinin yüzde 25’e çıkarılmasıyla).    

Türkiye: Muhalefet İstanbul’da zaferini yeniden teyit etti

23 Haziran’da yeniden gerçekleştirilen İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi Ekrem İmamoğlu (yani muhalefetin adayı) adına çok daha net bir galibiyetle sonuçlandı. İmamoğlu, AKP’nin adayı Binali Yıldırım karşısında yüzde 45’e karşılık yüzde 54’lük oyla Mart ayında 14 bin olan oy farkını 775 bine çıkardı. Hem Yıldırım hem de AKP adına Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmamoğlu’na karşı mağlubiyeti kabul ederken kendisini de zaferinden dolayı tebrik etti. Piyasaların bu gelişmeye ilk tepkisi olumlu oldu. Bunun nedeni belki de hükümetin artık 4 sene sonraki seçim öncesinde çok gerekli olan ekonomik reformlara daha fazla yoğunlaşacağı beklentisiydi. Ancak, önümüzdeki iki sene içinde erken seçim riski de olabilir. Çünkü, AKP’nin İstanbul seçiminin yeniden gerçekleştirilmesine karşı olması ve seçimin bu şekilde sonuçlanması parti içinde ayrılık hareketlerini tetikleyebilir. Erken seçim için diğer bir neden de AKP’nin, MHP’nin (koalisyon ortağı) desteğini kaybetmesi olabilir. Her iki durumda da Türkiye’de siyasi gelişmelerin yoğun şekilde devam etmesini bekliyoruz.

Mısır: IMF programı sonrasına hazırlanırken...

Mısır, yılın ilk çeyreğinde, işsizliğin bir sene önceki yüzde 10,6 seviyesinden yüzde 8,1 seviyesine gerilemesi sayesinde istikrarlı bir büyüme kaydetti. İlk çeyrekte yıllık büyüme yüzde 5,6 oldu. Ancak, sübvansiyonlarda kesintiler devam ettiğinden ve enflasyon Haziran ayında yıllık yüzde 14 ile hâlen hafif yüksek olduğundan özel tüketim harcamaları artık büyümenin ana sürükleyicisi değil. Yatırım harcamaları büyük ihtimalle 2018/19 mali yılında (Temmuz’dan Haziran’a) daha da güçlendi (yıllık olarak yüzde 13). İthal ikamesinin de büyümenin diğer ana sürükleyicilerinden olduğu düşünülüyor çünkü azalan ithalat nedeniyle (2018/19 mali yılında yıllık olarak yüzde -6,7) net ihracatta iyileşme görülüyor. Genel olarak bakıldığında Mısır IMF desteği olmadan yaşayabilir gibi görünüyor. Hükümet mevcut IMF programı sonunda (Kasım 2019) finansman için yeniden kuruma başvurmak istemiyor. Döviz rezervlerinin ithalatı karşılama oranı hâlen kısmen yüksek (neredeyse 9 ay) ve ülke son dönemde düşen faiz oranlarından faydalanıyor. Haziran ayında 10 yıllık yerel para cinsinden tahvilin getirisi yüzde 16’yla Şubat ayı seviyesinin 200 baz puan altındaydı. Önümüzdeki mali yılda büyümenin hızlanarak yüzde 5,7 olmasını bekliyoruz.

Malezya: Büyüme aşama aşama yavaşlıyor ama genel olarak hâlâ sağlam

2018 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 4,7 olan reel GSYH büyümesi bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5’e geriledi. Yavaşlamanın aslen sabit yatırım harcamalarından kaynaklandığı düşünülüyor. Sabit yatırım harcamaları 2018 yılının son çeyreğinde sadece yüzde 0,6 artmıştı. Bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 3,5 azaldı. Tüketici harcamalarında, 2018’in 4.çeyreğinde yüzde 8,4 olan artış, 2019’un ilk çeyreğinde yavaşlamış olsa da yüzde 7,6’lık güçlü bir artış sergiledi. Fakat buradaki yavaşlama hızlanan kamu harcamalarıyla telafi edildi (4. çeyrekte yüzde 4 iken 1. çeyrekte yüzde 6,3’e). Dış ticaret faaliyetleri ilk çeyrekte ABD-Çin arasında yaşanan ticari gerginlikler nedeniyle yavaşladı. 4. çeyrekte yüzde 3,1 atan reel ihracat 1. çeyrekte sadece yüzde 0,1 artarken, 4. çeyrekte yüzde 1,8 artan ithalat yüzde 1,4 geriledi. Ancak, sanayi üretimi 1. çeyrekteki yüzde 2,7’lik ortalamasına göre Nisan ayında hızlanarak yıllık yüzde 4’e ulaştı ve bunda mal ihracatında ilk çeyrekteki yüzde 0,9’luk düşüşten sonra nominal olarak yüzde 1,1’lik artış etkili oldu. 2018 yılında yüzde 4,7 olan GSYH büyümesinin 2019 yılında yüzde 4,6 ve 2020 yılında yüzde 4,1 olmasını bekliyoruz. 

Takvim / Neleri Takipte Olacağız?

27 Haziran      Çin Mayıs ayı sanayi sektörü kârlılık

27 Haziran      Almanya Haziran ayı enflasyon (ilk tahmin)

27 Haziran      Japonya Mayıs ayı perakende satışlar

28 Haziran      Fransa Mayıs ayı tüketici harcamaları

28 Haziran      Kenya 1.çeyrek GSYH

28 Haziran      Tayland Mayıs ayı ödemeler dengesi

28 Haziran      Türkiye Mayıs ayı ticaret dengesi

1 Temmuz      Euro Bölgesi Haziran ayı imalat sanayii PM endeksi

1 Temmuz      Brezilya ve Meksika Haziran ayı imalat sanayii PM Endeksi

1 Temmuz      Çin Haziran ayı Caixin imalat sanayii PM endeksi

1 Temmuz      Japonya Haziran ayı imalat sanayii PM endeksi

1 Temmuz      Rusya ve Türkiye Haziran ayı imalat sanayii PM endeksi

2 Temmuz      Brezilya Mayıs ayı sanayi üretimi

2 Temmuz      Almanya Mayıs ayı perakende satışlar

3 Temmuz      Türkiye Haziran ayı enflasyon

 

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.