04 Aralık 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Küresel Ticaret: Gümrük vergileri yine şaha kalktı

Aralık ayı, ticaret cephesinde üç şahin haberle başladı. Bunlardan ilki Ocak’tan önce uygulamaya geçmeyecek olan Fransa’dan ABD’ye yapılan bazı ihracat kalemlerine gelen yüzde 100’lük gümrük vergisi. İkincisi Arjantin ve Brezilya’dan metal ithalatı üzerine hemen uygulamaya konan yüzde 10 ila yüzde 25 arası gümrük vergileri ve üçüncüsü de Başkan Trump’tan gelen, Çin’le yapılacak ticari anlaşmaların birinci ayağının önemini küçümseyen bir açıklama. Trump’ın “Anlaşmalar için 2020’deki seçimin sonrasını da bekleyebilirim” dediği bu son açıklama, anlaşmaların yakın dönemde yapılacağını fiyatlayan piyasalarda olumsuz etki yarattı. En çok etkilenecek ürünlerin köpüklü şarap, güzellik ürünleri ve bavulların olacağı Fransa için gümrük vergileri ciddi bir olumsuz etki yaratabilir (-2,1 milyar euroluk ihracat kaybı). Ancak, “köpüklü şarap” gibi bazı ürünlerin ikamesi zor olduğundan (lüks ürünler, koruma altına alınan menşe adı) gümrük vergilerin olumsuz etkilerinin bir kısmı kuşkusuz ABD tüketicilerine de yansıyacaktır. Bu nedenle, ihracat kayıplarına yönelik tahmin olması gerekenden fazla yapılmış olabilir. Alüminyum ve çelik ihracatında Arjantin için 102 milyon USD ve Brezilya için 282 milyon USD’lik potansiyel kayıplar öngörüyoruz. Ekim’de Çin’den ithal edilecek ürünler üzerine gelecek gümrük vergilerinin askıya alınması ama sonrasında bu kadar siyasi oynaklık olması gelecek sene belirsizliklerin ticaret üzerinde baskı yaratmaya devam edeceğine dair varsayımları kuvvetlendiriyor. Bu da, 2020 yılında küresel ticari büyümenin bu seneki yüzde 1,5’i takiben yüzde 1,7 olacağı öngörümüzle uyumlu.

Türkiye: Büyüme, yeniden başladı

İkinci çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 1 büyüyen reel GSYH 3. çeyrekte yüzde 0,4 ve yıllık bazda (mevsimsellikten arındırılmamış olarak) yüzde 0,9 büyüdü. Böylece, yıllık büyüme, üç çeyrek sonra ilk defa yeniden artışa geçmiş oldu.Tüketici harcamaları üç çeyreklik düşüşün ardından 2019 yılının 3.çeyreğinde yıllık sadece yüzde 1,5’lik bir artış sergiledi. Devam eden güçlü mali canlandırma önlemleri kamu harcamalarında 2. çeyrekteki yüzde 3,4’lük artışı takiben yıllık yüzde 7’lik artışı beraberinde getirdi. Sabit yatırımlar, şirketlerin finansal pozisyonlarındaki son iki yıldaki keskin kur artışlarından kaynaklanan zayıflamayı yansıtacak şekilde üst üste beşinci çeyrekte de daralmayı sürdürdü. Yine de düşüş 2. çeyrekteki yıllık yüzde -22,4’lük orandan yüzde -12,6’ya yavaşladı. Yurtiçi talebin genel olarak güçlenmesi, ithalatın üst üste dört çeyrek düşüşten sonra bu çeyrekte yıllık yüzde 7,6 artmasına yardımcı oldu. GSYH büyümesinin 2019 yılında yüzde 0,1, 2020 yılında ise 2,3 olacağını tahmin ediyoruz.      

Kanada: Büyüme beklendiği gibi düşük geldi

Üçüncü çeyrek GSYH büyümesi, büyük oranda beklendiği gibi, yıllıklandırılmış olarak yüzde 1,3 geldi. Bu da, 2. çeyrekteki yüzde 3,5’lik büyümeye göre (yüzde 3,7’lik ilk tahmin aşağı yönde revize edildi) çok daha yavaş kalıyor. Tüketim harcamaları yüzde 1,5’lik artışla çekingen seyretti ve bir önceki çeyrekteki yüzde 0,5’lik orana göre hızlanmış olsa da tüketicilerin belki de ticarete yönelik durumla ilgili rahatsızlığını yansıttı. Zira ihracatta yüzde 1,5’lik bir küçülme vardı ve net ihracat genel büyüme rakamından 0,6 yüzde puan çaldı. Ancak, yüzde 9,5 ile güçlü bir artış kaydeden iş yatırımları için ticari endişeler bir engel oluşturmadı. Aynı şekilde, bu endişeleri taşımayan konut sektörü de büyümeye devam etti ve söz konusu çeyrekte yüzde 13,3’lük güçlü büyümeyle son sekiz yılın rekorunu kırdı. Enflasyon yıllık yüzde 1,4’lük düşük bir rakamda kaldı. Zayıf enflasyon ve Kanada Merkez Bankası’nın tahminlerine paralel bir GSYH raporu, herhangi bir faiz indirimini birkaç ay daha ötelemiş oldu. 2019 yılı geneli için yüzde 1,7 olan GSYH büyümesi tahminimizi korumaya devam ediyoruz. 2020 yılında da büyümenin benzer olacağını tahmin etsek de bu biraz küresel ticaretteki aşağı yönlü gidişata veya ABD’deki keskin bir yavaşlamaya bağlı olacak.

Gelişmekte olan Ülkeler: Rasyonel İhmal?

Kasım ayında, Çin hariç gelişmekte olan ülkelerde (GoÜ) imalat sanayii faaliyetinde herhangi bir toparlanma işareti yok. Çin’de resmi imalat sanayii PM endeksi 49,3 seviyesinden 50,2 puana yükselerek toplam GoÜ endeksini de 49,5’lik daha yüksek bir seviyeye taşıdı. Ancak, Çin dışarıda bırakıldığında Ekim ayında endeks 49,2 seviyesinde olan toplam GoÜ imalat sanayi PM endeksi 2009 yılı Nisan ayından beri görülen en düşük seviye olan 49,1 seviyesine geriledi. Genel olarak bakıldığında GoÜ hâlen bazı zayıflıklar yaşıyor. Siyasi çalkantılar giderek artan sayıda ülke için kısıtlayıcı bir faktör. Bu durum, büyümeyi tehdit ediyor ve finansal koşulların kötüleşmesine neden oluyor. Latin Amerika’da bankaların yüzde 59’u siyasi risklerin gelecek dönem kredi arzlarını etkileyeceğini açıkladı. Ancak, Çin’in ekonomik büyümesindeki bir hızlanma GoÜ’lerin toparlanmasına yardımcı olabilir. Peki Çin’de ekonomik büyüme hızlanır mı? Şimdilik hayır. Mart ve Nisan aylarında Çin PM endeksinde iyileşme vardı ama bu durum Mayıs’ta tersine döndü.  Şimdilik manzarada pek bir değişiklik yok ve GoÜ hâlen bazı kırılganlıklarla karlı karşıya: döviz rezervleri ve sermaye giriş çıkışları oynak kalmaya devam edecektir.

Mercekteki Ülkeler

Brezilya: Ekonomik büyüme hızlanıyor ama reform için aralanan kapılar kapanıyor

İkinci çeyrekte yüzde 0,5 olan GSYH büyümesi 3. çeyrekte hızlanarak çeyreklik bazda yüzde 0,6, yıllık olarak ise yüzde 1,2 oldu. Büyümeyi; çeyreklik bazda özel tüketim harcamaları 0,8 ve yüzde 2 ile yatırım harcamaları sürükledi. Kamu harcamalarında çeyreklik bazda yüzde 0,4 yavaşlama vardı. İhracat da küresel ticaretin yataya geçmesi ve Arjantin’deki resesyon nedeniyle çeyreklik bazda yüzde 2,8 azaldı. Ancak, büyümeye yüzdelik bazda 0,6 puan katkıda bulunan stoklardaki artış devre dışı bırakıldığında 3.çeyrek rakamı sıfıra yakın gelecekti. Bunun da iki anlamı olabilir. Bunlardan ilki daha yüksek yurtiçi talep beklentileri ve yerel paranın USD karşısında değer kaybetmesi nedeniyle ithalatın öne çekilmesi. (3.Ç.’te çeyreklik bazdaki yüzde 2,9 ile yılın en yüksek artışı). 2020 için büyümenin biraz hızlanarak yüzde 2 civarında gerçekleşmesini bekliyoruz. Bunda; tüketim harcamalarındaki çevrimsel toparlanma ve emeklilik sistemi reformu sonrasında artan yatırımlar rol oynuyor. Tabii destekleyici para politikası ve son çeyrekte alınan tek seferlik canlandırma önlemleri de yardımcı oluyor. Yine de büyüme ivmesinin sürdürülebilirliği risk altında. Öncelikle; kamu sektörü reformlarının sosyal protestoları önlemek amacıyla ötelenmesi ve belediye seçimlerinin bir dahaki sonbahara programlanmasıyla reformlar için fırsat penceresi daraldı. İkinci olarak, vergi reformunun ertelenmesi durumunda, şirketler ‘daha yüksek talep’ üzerine oynadıkları bahsi kaybetmiş olacak.

Polonya: Yavaşlama devam edecek

İkinci tahminler 3. çeyrek reel GSYH büyümesinin 2. çeyrekteki yüzde 4,6’dan yıllık yüzde 3,9’a yavaşladığını teyit ediyor. 2016 yılının son çeyreğinden beri büyüme yüzde 4’ün altına ilk kez düşmüş oldu. 3. çeyrek büyümesi, Ekim ayında gerçekleştirilecek seçim öncesi yapılan mali canlandırmalar sonucu artan kamu harcamaları ile desteklendi. Diğer yandan, tüketici harcamalarında yıllık yüzde 3,9 ve sabit yatırımlardaki yüzde 4,7 ile artış yavaşladı. Stoklardaki düşüş 3. çeyrek büyümesinden yüzdelik bazda 0,7 puan çaldı. Yavaşlayan sermaye harcamaları imalat sanayiindeki zayıf beklentilerle örtüşüyor. İmalat sanayii PM endeksi Ekim ayındaki 45,6 seviyesinden Kasım ayında 46,7 puan seviyesine çıkmış olsa da, Temmuz 2009’dan beri görülen en düşük ikinci seviyede ve üst üste 13 aydır 50 seviyesinin altında -sektörde koşulların kötüleştiğini işaret ediyor. Hem yurtiçi hem de yurtdışından gelen yeni siparişlerin cansız olması zayıf PM endeksinin ana nedeni. Sonuç olarak, Polonya’da büyümenin 2019 yılında daha da yavaşlayarak yüzde 4,2’ye 2020 yılında ise yüzde 3,1’e gerilemesini bekliyoruz.

Güney Afrika: Döngü, eğilime dönüştü

Güney Afrika ekonomisi 3. çeyrekte yıllıklandırılmış olarak yüzde -0,6’lık bir oranla yeni bir daralma yaşadı. İlk çeyrekteki negatif büyümeyi takiben 2. çeyrekte büyüme pozitife dönmüş olduğu için bu henüz bir resesyon anlamına gelmiyor. Ancak, Güney Afrika, devam etmesini beklediğimiz kısa dönemli ani yükseliş ve düşüş döngüleri yaşıyor. Bunun en önemli nedeni elektrik mevzusu. Elektrik üretimi genel üretim üzerinde giderek daha fazla kısıtlayıcı bir rol oynamaya başladı ve ilk çeyrekte halihazırda zaten çok düşük gelen rakamdan sonra 3. çeyrekte de büyümeyi olumsuz etkiledi. Elektriğe kısıtlı ulaşım yüzünden madencilik, imalat sanayi, inşaat, ulaşım gibi enerji yoğun sektörlerde yine daralmalar yaşandı. Henüz elektrik üretimi alanında genel bir çözüm hayata geçirilemediği için (ele alınan ana konu üretim kapasitesi değil finansman ihtiyaçları oluyor) GSYH büyümesinin uzun süre çok düşük kalmasını bekliyoruz. Büyüme tahminimiz 2019 yılı için yüzde 0,5 ve 2020 yılı için yüzde 0. Bu büyüme tahminleri, 2020 yılında; bütçe açığının GSYH’nin yüzde 7’sine ve kamu borcunun yüzde 64’üne çıkabileceğinin de bir işareti.     

Hindistan: 2019 yılı 3. çeyrek büyümesi hayal kırıcı

Hindistan ekonomisi 2019 yılının Temmuz-Eylül çeyreğinde de yavaşlamaya devam etti. Bir önceki çeyrekte yıllık yüzde 5 olan büyüme bu çeyrekte yüzde 4,5’le son altı yılın en zayıf oranına geriledi. Büyüme rakamlarının detaylarına bakıldığında özellikle yatırımlar ve ihracatta zayıflıklar göze çarpıyor. Kamu harcamalarında ise tersine bir hızlanma var. 2019’un 2. çeyreğinde yüzde 8,8 artan kamu harcamaları 3. çeyrekte 15,6 arttı. Özel tüketim harcamaları da ivme kazanarak yıllık yüzde 3,1’den yüzde 5,1’e yükseldi. Fakat artış hızı önceki yıllarda kaydettiklerine göre çok düşük. Şimdilik Hindistan GSYH’sinin 2019 ve 2020 yıllarında sırasıyla yüzde 5,3 ve yüzde 5,8 büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak, son çeyrek için beklenene göre daha zayıf gelen büyüme bu tahminlerimiz üzerinde aşağı yönlü bir risk oluşturdu. Ekonomiyi canlandırma önlemleri hayata geçirilse de bunların etkilerinin ortaya çıkması zaman alacaktır. Hindistan Rezerv Bankası para politikasını bu sene hep gevşetti ve büyük ihtimalle daha fazla faiz indirimine de gidecektir. Yeni mali önlemlerin de özel sektör yatırımlarını canlandırdığı açıklanıyor.

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.