06 Kasım 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

Çin: Moral verici politika adımları

Öncü göstergeler Çin ekonomisinin Ekim ayında da baskı altında kalmaya devam ettiğini işaret etti. Resmi imalat sanayi PM endeksi her zamanki mevsimsel etkilerin işaret ettiğinden biraz daha fazla bir düşüşle 49,3 puana geriledi. Diğer yandan, Caixin imalat sanayi PM endeksi üst üste dördüncü ayda da artarak tersi bir eğilim sergiledi. Ancak, detaylara bakıldığında iş çevrelerinde beklentilerin tarihi seviyelere göre zayıf kalmaya devam ettiği görülüyor. Bu bağlamda, ABD ile Çin arasındaki anlaşmanın “1.Evre”sinde gelmesi muhtemel gümrük vergisi indirimlerinin yer aldığı son medya yayınları cesaretlendirici oldu. Her ne kadar henüz somut olarak imzalanmış bir anlaşmadan bahsetmek mümkün olmasa da piyasaların haberlere tepkisi olumluydu ve Renminbi değer kazanarak USD/CNY oranı Ağustos’tan beri ilk kez 7,00 seviyesini geçti. Bu durum, Çin Merkez Bankası’nın para politikasında gevşemeye devam etmesi için bir fırsat olabilir. Zaten, 5 Kasım’da da MLF (orta vadeli kredi imkanı) oranı 5 baz puan düşürülerek yüzde 3,25’e çekildi. Bu çok küçük bir hamle olsa da, önümüzdeki dönem, bankanın ihtiyatlı bir şekilde para politikasında biraz daha gevşemeye gideceğine dair senaryomuzu destekliyor. Önümüzdeki çeyreklerde MLF oranlarında ve buna bağlı olarak Kredilere yönelik Ana Oranlarda daha fazla indirime gidilmesini bekliyoruz.   

ABD: İstihdam ve hizmetler sektörü sağlam, imalat sanayi zayıf

Ekim ayında, General Motors firmasındaki grevden dolayı istihdam raporunun zayıf gelmesi ve ekonominin sadece 90 bin kişilik istihdam yaratması bekleniyordu. Ancak, rapor gayet güçlü geldi ve Ekim ayında 128 bin kişilik yeni istihdam yaratıldığını ve önceki iki ayda yaratılan istihdam sayısında da yukarı doğru 92 bin kişilik hayli yüksek bir düzeltme olduğunu ortaya koydu. İmalat sanayi dışında, istihdam artışlarının sektörler bazında genele yayılmış olduğu görülüyor. İşgücü üst üste altı ay büyümeye devam etti ve böylece işgücüne katılım oranı da yüzdelik bazda 0,1 puan artarak yüzde 68,3’le son altı yılın en yüksek oranına ulaştı. İşgücüne katılım oranının artması işsizlik oranının hafifçe artarak yüzde 3,6’ya çıkmasına neden olsa da bu oran zaten Eylül ayında yüzde 3,5 ile son 50 yılın en düşük rekor seviyesindeydi. Rapordaki tek olumsuz bilgi ücret artışlarının yıllık yüzde 3’te sabit kalması oldu. Ayrı bir raporda, ISM hizmetler endeksi (ekonominin yüzde 85’ini içine alan) Ekim ayında 2,1 puan artarak 54,7 seviyesine ulaştı ve bariz bir şekilde büyüme alanına girdi (50 puan seviyesinin üzeri). Ancak, imalat sanayii için zorlu süreç devam ediyor. Çok hafif bir artış olsa da ISM imalat sanayi endeksi 48,3 seviyesiyle ‘daralma’ alanında kalmaya devam etti. On alt bileşenden dokuzu da yine düşüş gösterdi.   

İngiltere: Tüm sektörler baskı altında kalmaya devam ediyor

Ekim ayında hizmetler sektöründe faaliyetler durağan seyretmeye devam etti ve bu da Eylül ayında 49,5’te olan hizmetler sektörü PM Endeksinin 50 seviyesinde kalmasıyla kendini gösterdi. Faaliyetleri ayakta tutan ana unsur devam eden mevcut sözleşmeler oldu. Yeni iş alma seviyesi daha da azaldı. Bazı şirketlerin Brexit meselesinin önümüzdeki senenin başlarında çözüleceğine ve böylece belirsizliklerin azalacağına dair umut taşıması ekonomik görünümde hafif bir iyileşme yaratsa da genel beklentiler tarihi derecede zayıf bir seviyede. Ücret artışları ve buna ek olarak yakıt, enerji, gıda ve ithal malların artan fiyatlarından dolayı maliyet baskıları artmaya devam etti. Fiyatlama gücünün kısıtlı olması da şirketlerin karlılığını olumsuz etkileyen ayrı bir etken. İnşaat sektöründe de görünüm pek parlak değil. Üst üste altıncı aydır üç alt sektörde de en çok da inşaat mühendisliği alanında iş hacmi düşüyor. Sektör için endeks 44,2 puanla son 10 senenin en düşük seviyesine geriledi. Yurtiçi siyasi belirsizlikler sektörde talep üzerinde baskı yaratıyor. İmalat sanayi sektöründe şirketler yeni siparişlerin, özellikle de yurtiçi pazardan gelen siparişlerin zayıf kalmaya devam ettiğini rapor etti. Son ürünlere yönelik stoklar ve satın almalardaki artış son altı ayın en yüksek seviyesindeydi. Üçüncü çeyrekte çeyreklik bazda gelecek yüzde 0,4’lük yapay artış sonrası GSYH’nin 2019 yılının son çeyreğinde çeyreklik bazda yüzde 0,1 azalmasını bekliyoruz.

Romanya: Yeni hükümet güven oyu aldı

Merkezde yer alan Ulusal Liberal Parti’den çıkan Yeni Başbakan Ludovic Orban’ın kabinesinin parlamentodan güven oyu almasıyla Romanya’nın artık yeni bir hükümeti var. Böylece, ülkede Ağustos ayında başlayan siyasi kriz sonunda bitmiş oldu. Hatırlatmak gerekirse Ağustos ayında merkez sağda yer alan ALDE partisi o zaman önceki Başbakan Dancila başkanlığında merkez solda yer alan PSD partisiyle oluşturulan koalisyon hükümetinden çekilmiş ve bu da Ekim ayında Dancila’nın hükümetinin çökmesine neden olan sonun başlangıcı olmuştu. Orban, Dancila zamanında uygulamaya konulan bazı mali ve adli önlemlere son vereceğini (ki bu önlemler AB tarafından eleştirilmiş ve yatırımcıları endişelendirmişti) açıkladı. Ancak, 2020 yılının sonunda gerçekleştirilmesi planlanan bir dahaki parlamento seçimlerine kadar genişleyici mali politikalara gem vurmak biraz zor olacak gibi çünkü Orban’ın azınlık hükümetinin bazı tasarıları meclisten geçirebilmesi için muhalefetin desteğine ihtiyacı olacak. Diğer yandan, Ağustos ayında sanayi üretiminin yıllık bazda yüzde 6,6 ve nominal ihracatında yüzde 2,5 küçülmesiyle ekonomi zayıflamaya devam ediyor. İlk çeyrekte yıllık yüzde 5 olan reel GSYH büyümesi 2. çeyrekte yüzde 4,4’e yavaşladı ve daha da yavaşlamasını bekliyoruz. Böylece büyüme 2019’da yıllık yüzde 4,2 ve 2020’de yüzde 2,8 olacaktır.

Mercekteki Ülkeler

Brezilya: Reformlar, 2.Sezon

Ekonomik verilerde hafif bir iyileşme var ve Brezilya hükümeti önümüzdeki 10 senede kamu tasarruflarında yaklaşık 200 milyar dolar artış sağlayacak emeklilik reformunu onaylatmanın da keyfini sürüyor. Gerçi reforma yönelik ilk taslak bundan yüzde 20 daha fazla tasarruf sağlayabilecekti. Tüm bunların beklentilerde olumlu bir düzelme sağlamasını ve yatırımlarda hafif bir toparlanmayı beraberinde getirmesini bekliyoruz. Böylece büyüme 2020 yılında biraz daha hızlanacaktır. Bu sene yakalanacak yüzde 1’lik büyümeye göre 2020’de yüzde 1,8. Ekonomik reformların ikinci perdesini zorunlu olmayan harcamalar için bütçeden daha fazla kaynak ayrılması oluşturuyor. Şu anda bu harcamalar bütçenin yüzde 5 ila yüzde 7’sini oluşturuyor. Bu da, kamu kesiminde ücretlerin azaltılması gibi otomatikman bazı harcamalara sınır getirecek tasarruf önlemlerini doğuracak ve bütçe yönetimini iyileştirecektir. Yine de bu tip önlemler ciddi bir siyasi kararlılık gerektiriyor ve 2020 yılında da Mayıs ayında başlayacak yerel seçim kampanyaları nedeniyle bunların gerçekleştirilmesi biraz zor görünüyor. Son olarak, Brezilya’nın büyüme potansiyelinin tam olarak ortaya çıkarılabilmesi ve yatırımlar bakımından çekiciliğinin artması için hantal ve verimsiz olan vergi sisteminin elden geçirilmesi gerekiyor. Bu da yine büyük ihtimalle 2020 yılının ikinci yarısından önce olamaz.           

Bulgaristan: Büyümenin yavaşlaması öngörülüyor

2018 yılında yıllık yüzde 3,1 olan reel GSYH büyümesi, 2019 yılının ilk yarısında güçlenerek yıllık ortalama yüzde 4,2 oldu. Ancak, çeyreklik veriler şimdiden eğilimde bir bozulmanın başladığına işaret ediyor. İlk çeyrekte yıllık bazda yüzde 4,5 olan büyüme 2. çeyrekte yüzde 3,8’e geriledi. İkinci çeyrekte büyümenin ana sürükleyicisi tüketici harcamalarındaki yüzde 7,4’lük güçlü artış oldu. Buna da hızlı ücret artışları ve azalan işsizlik imkan verdi. Net ihracat da 2. çeyrek büyümesine yüzdelik bazda 1,3 puanlık katkıda bulundu ama bu güçlü bir ekonomiden ziyade reel ithalatın ihracattan daha fazla düşmesinin bir işaretiydi (reel ithalat yıllık yüzde 5,1 düşüş gösterirken ihracat yüzde 3 azaldı). Aylık veriler dış ticarete ait aşağı yönlü eğilimlerin büyük ihtimalle 3. çeyrekte de devam ettiğine işaret ediyor. Bu da zayıflayan küresel talep ve Euro Bölgesi talebinin bir yansıması. Diğer yandan, Ağustos ayında cari işlemler fazlasının tahmini GSYH’nin yüzde 7’sine ulaştığı düşünülüyor. 2018 yılının tamamında fazlanın GSYH’ye oranı yüzde 5,4’tü. Sanayi üretimi de zayıflamaya devam ediyor. İlk çeyrekte yıllık yüzde 3,5 artan sektör üretimi ikinci çeyrekte sadece yüzde 0,1 arttı ve Temmuz-Ağustos döneminde yüzde 1,7 azaldığı tahmin ediliyor. Genel olarak değerlendirdiğimizde 2019 ve 2020 yılları için GSYH büyümesinin sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 2,5 olmasını bekliyoruz.  

Etiyopya: Sözler ve eylemler

Etiyopya, reformlar ve yatırımlara yönelik çekicilik bakımından sıklıkla Afrika’da bir model olarak örnek gösterilse de son birkaç yıldır belki de en büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Verilen ana mesajların arasında reformlar ve doğrudan yabancı yatırım girişleri henüz gerçekten bir büyüme ivmesi yaratamadı. Reform sadece bir laf değildir ve ne yazık ki Etiyopya da bu biraz lafta kalmış görünüyor. Ülke halen Dünya Bankası’nın ‘İş Yapma’ derecelendirmesinde iki yıl önce olduğu gibi 159. sırada. Ayrıca, tekstil gibi imalat sanayi üretimleri ciddi bir ihracat büyümesi yakalayamadı: ticaret açığı halen yüksek ve döviz kıtlığı devam ediyor. Siyasi ve jeopolitik gelişmeler, toplumun bölündüğü ve ülke içinde şiddetin olduğu ve Büyük Rönesans Barajı nedeniyle komşularla potansiyel olarak gerilimli bir ilişki içinde olan Etiyopya için hâlâ risk oluşturuyor. 2020 yılında gerçekleştirilecek seçimi de bunlarla beraber dikkate aldığımızda GSYH büyümesi ivme kaybedecek (önümüzdeki sene yüzde 5) ve toplumun yaşadığı hüsranı daha da arttıracaktır.   

APEC*: Ekim ayı PM Endeksleri imalat sanayiinde zayıflığın devamına işaret ediyor

Ekim ayında Asya’daki ülkelere ait imalat sanayii PM endekslerinin çoğunda düşüş yaşandı. Bu durum, küresel yavaşlama ve ticari gerilimler nedeniyle Asya’da imalat sanayii sektörlerinde zayıflamanın devam ettiğini yansıtır nitelikte. Tayland ve Vietnam gibi durumdan şu ana kadar daha az etkilenmiş olan ülkelerin de endekslerinde düşüş başladı. Her iki ülke içinde imalat sanayii PM endeksleri 50 puan seviyesinin altına geriledi. Vietnam’a bakıldığında endeksin neredeyse son dört senenin en düşük seviyesine indiği görülüyor. Tayvan’ın endeksi ise Eylül ayında “büyüme” alanına hafif bir giriş yapmış olsa da daha sonra küçülme göstermeye başladı. Hong Kong, Endonezya ve Japonya için PM endeksleri daha da fazla düşüş gösterdi. Malezya, Güney Kore ve Singapur’da artış var ama onlar da hâlâ “küçülme” alanındalar. Alt kırılımlara bakıldığında ihracata yönelik yeni siparişlerin neredeyse tüm ekonomilerde, hatta ana PM endeksleri artış gösteren ülkelerde bile düşüşte olduğu görülüyor. Bu bakımdan bölgede destekleyici ekonomi politikalarının devam etmesini bekliyoruz. Ekim ayında; Avusturalya, Çin, Hindistan, Güney Kore ve Singapur para politikalarını biraz daha gevşetti.        

*Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.