14 Kasım 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

Almanya: Alman tüketiciler resesyonu önledi

Beklediğimiz gibi Alman ekonomisi 2019 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 0,1’lik büyümeyle teknik olarak resesyona girmekten kıl payı kurtuldu. 2. çeyrekte ekonomi çeyreklik bazda yüzde 0,2 ile ilk beklentilere göre biraz daha fazla küçülmüştü. Büyümenin ana sürükleyicileri tüketim harcamaları ve inşaat sektöründeki yatırımlar oldu, ki bu alanlardaki büyüme sabit varlık yatırımlarındaki düşüşü telafi etmeye yetti. Resesyondan dönülmüş olsa bile ortada kutlama yapacak bir durum yok. Küresel ticaretin temkinli görünümü, otomotiv endüstrisinin durumu ve Brexit ile ticarete yönelik devam eden siyasi belirsizlikler önümüzdeki çeyreklerde büyümenin en iyi senaryoda bile çok düşük kalacağını gösteriyor. Öncü göstergeler sanayi sektöründe istikrara işaret etse de bu durum yukarı yönde bir toparlanma olarak algılanmamalı. Sonuç olarak, sanayi sektöründe devam eden zayıflığın ekonominin ana ayağı olan özel tüketim harcamalarına sirayet etme olasılığı halen çok yüksek ve bu da 2020 yılında resesyon riskinin yüksek kalmaya devam edeceği anlamına geliyor. Buna ek olarak, bugün yayınlanan verilerle ekonomi politikalarının Alman ekonomisini desteklemesi ihtimali de azaldı. Yani; talebi istikrara kavuşturacak bir mali genişleme ya da potansiyel büyümeyi canlandıracak yapısal reformlar gibi önlemlerin uygulamaya konma ihtimali düştü. 2019 ve 2020 yılları için GSYH büyümesinin yüzde 0,6 olacağı tahminimizi korumaya devam ediyoruz.       

İspanya: Daha sosyal bir koalisyon henüz kesinleşmiş değil

Parlamentoda sosyalistlerin varlığını arttırma yönündeki iddiaları suya düşen Başbakan Pedro Snachez (sosyalist parti) aşırı sağda yer alan VOX partisinin oy oranını da tarihi olarak arttırmasından sonra (350 koltuktan 52’sini aldı) Pablo Iglesias ile (Sol kanattaki Podemos partisi) İspanya’nın modern tarihinde ilk kez bir koalisyon hükümeti kurulması konusunda anlaştı. Sol kanattan oluşan bir hükümet büyük ihtimalle sosyal harcamalarda artışa gideceği için İspanya’nın mali konsolidasyon çabalarını tamamen durdurmazsa bile yavaşlatacaktır. Ancak, görüşmelerin ve sosyalist duruşun şu anki seyri mali harcamalarda ciddi bir sapma olması için bir risk teşkil etmiyor. Bunun bir göstergesi de mevcut ekonomi bakanı ve eski Avrupa Komisyonu Bütçe Genel Müdürü Nadia Calvino’nun görevine devam edeceğine yönelik beklenti, ki bu oldukça güçlü Avrupa yanlısı bir sinyal. Koalisyonun, gelir dağılımına yönelik sosyalist politikalar izlemesinin bir parçası olarak kurumlar vergisinde bir artış olmasını bekliyoruz. Ancak, koalisyon henüz kesinleşmiş değil. Şu anda parlamentoda çoğunluğu oluşturacak 176 koltuğa sahip değil. Güven oyunun alınabilmesi için ana ayrılıkçı Katalan partisinin çekimser kalmasına güveniliyor. Katalan partisi ise çekimser kalmaktansa koalisyona karşı çıkacağını belirtti.       

İngiltere: Birikmiş stokların ihracatı için fiyatlar düşüşte

3. çeyrek GSYH verisi şirketlerin fiyatlara yönelik izlediği indirim eğilimini teyit eder nitelikteydi. İngiltere’de şirketler anlaşmasız Brexit ihtimaline karşı sene başından beri ihtiyati stoklama yaptıkları için şimdi bunları fiyatları düşürerek eritmeye çalışıyor. Genel olarak GSYH çeyreklik bazda yüzde 0,3 ile beklentilerimizin yüzdelik bazda 0,1 p altında büyüdü. İhracat fiyatlarının 2000’lerden beri görülen en keskin düşüşle çeyreklik bazda yüzde 4,4 düşmesiyle ihracat hacmi çeyreklik bazda yüzde 5,2’lik güçlü bir artış gösterdi. Bu da stoklardaki düşüşün devam etmesine neden oldu. Reel GSYH büyümesinden ise yüzdelik bazda 0,9 puan çaldı. İthalat artışı da ilk çeyrekteki (çeyreklik bazda yüzde 0,8) gibi güçlü olmadığı için net ihracat büyümeye yüzdelik bazda 1,2 puanlık ciddi bir katkı sağladı. Beklendiği gibi hanehalkı da anlaşmasız Brexit’e hazırlık için tüketim harcamalarında çeyreklik bazda yüzde 0,4’lük artışa gitti. Şirketler ise yatırım planlarını durdurdu ve çeyreklik bazda şirketlerin yatırım harcamaları sabit kaldı. Önümüzdeki dönemde 2019’un son çeyreği ve 2020 yılının ilk çeyreğini kapsayan iki çeyrek boyunca büyümenin negatif gelmesini (çeyreklik bazda yüzde - 0,1) bekliyoruz çünkü anlaşmasız Brexit’e hazırlık olarak ön yükleme faaliyetleri olacaktır. Belirsizlik azalmış olsa da (Eylül ayında 31 Ocak’ta anlaşmasız Brexit’e verdiğimiz ihtimal yüzde 40 iken şu an yüzde 10) 12 Aralık’taki seçimler ve kış tatillerini göz önüne alarak 50.maddenin bir kez daha uzatılmasını bekliyoruz.     

Rusya: 3. çeyrekte büyüme ivme kazandı

Rosstat’ın öncü tahminlerine göre 2. çeyrekte yüzde 0,9 olan yıllık GSYH büyümesi neredeyse iki katına yükseldi ve tahminlerin de biraz üzerine çıkarak 3. çeyrekte yüzde 1,7 oldu. 3. çeyrekte büyümeyi sürükleyen ana kalemler özellikle gaz ticaretindeki artış kaynaklı toptan ticaret cirosu (yüzde 3,8) ve tarımsal üretimin yeniden artması (yüzde 5,1) oldu. Madencilik ve sanayi sektörleri de 3. çeyrekte yıllık yüzde 2,9’luk sağlam bir büyüme sergiledi. Gerçi, sanayi sektörü 2. çeyreğe göre çeyreklik bazda büyüme göstermedi. Talep tarafına yönelik verinin detayları henüz yayınlanmamış olsa da özel sektör koşullarında koşulların iyileştiğine dair işaretler var. Düşen enflasyon, daha düşük faiz oranları (Haziran 2019’dan beri dört kez faiz indirimine gidildi), daralan işgücü piyasası ve iyileşen tüketici beklentileri her ne kadar perakende satışlarının artışı 2. çeyrekte yüzde 1,6’dan, 3. çeyrekte yıllık yüzde 0,9’a gerilemiş olsa da tüketici harcamalarını canlandırdı. Ancak, hızlıca iyileşme kaydeden hizmetler sektörü PM Endeksi (Haziran ayında 49,7 seviyesindeyken Eylül’de 53,6’ya ve Ekim’de 55,8’e yükseldi) sektörün güçlenmeye devam ettiğine işaret ediyor. Rusya ekonomi bakanı 4. çeyrekte de büyümenin yıllık yüzde 1,7 olmasını bekliyor. Belirgin baz etkisinin olacağı düşünülürse, bizce bu biraz fazla iyimser (2018 yılı 3. çeyrekte büyüme yıllık yüzde 1,5’ken son çeyreğinde yüzde 2,7’ydi). 2019 yılı genelinde büyümenin yüzde 1 olmasını bekliyoruz.  

Mercekteki Ülkeler

Kanada: Ekim ayındaki kayıplara rağmen işgücü piyasası halen güçlü

Ekim ayında Kanada’da 1,8 bin kişilik istihdam kaybı oldu. Bunda imalat ve inşaat sektörlerindeki sırasıyla 23,1 bin ve 21,3 bin kişilik istihdam kayıpları etkiliydi. Otomotiv ve inşaat sektörlerine ait işler Ontario’da yoğunlaştığı için buradaki istihdam kaybı 16,2 bin kişiydi. İş kayıplarının bir kısmı GM greviyle bağlantılı olabilir. Hükümetin seçim için geçici olarak işe aldığı 20 bin kişi de olmasaydı genel rakam daha kötü de olabilirdi. Kayıplara rağmen, diğer türlü yavaşlamış sayılabilecek bir ekonomi için istihdam olumlu bir gösterge sayılabilir. Önceki iki ay için istihdam artışları yukarı yönde kuvvetli bir şekilde revize edildi (sırasıyla 53,7 bin ve 81,1 bin kişi). Sene başından beri bakıldığında ekonomi 365 bin kişiden fazla kişi için istihdam yaratmış oldu ki bu son 17 yılın en yüksek rakamı. İşsizlik oranı, yüzde 5,5’te sabit kalarak Mayıs ayında kaydedilen yüzde 5,4’lik rekor düşük seviyenin hemen üzerinde gerçekleşti. İşgücüne katılım oranı da yüzde 65,7’de sabit kaldı. Ücretlerde de yüksek artış yıllık yüzde 4,3 ile devam ediyor. Hatırlamak gerekirse, Temmuz ayında bu oran yıllık yüzde 4,5 ile son on senenin rekorunu kırmıştı.                

Doğu ve Orta Avrupa: Büyüme normalleşiyor

Flaş tahminler, Orta ve Doğu Avrupa’daki 11 ülkeden oluşan AB grubu için reel GSYH büyümesinin 3. çeyrekte beklendiği gibi hız kaybettiğini ve yüzde 3,4’e yaklaştığını gösteriyor (tüm veriler mevsimsellikten arındırılmış ve yıllık oranlardır). İkinci çeyrekte aynı grubun büyüme oranı yüzde 3,8’di. Macaristan 3. çeyrekte yüzde 4,8’lik büyümeyle grupta başı çekti (2. çeyrek yüzde 5,2). Onu, yüzde 4’lük büyümeyle Polonya (2. çeyrek yüzde 4,1) takip etti. Şu ana kadar bu iki ülke Avrupa otomotiv endüstrisini çevreleyen sorunlara karşı direnç göstermeyi başarabildi. Diğer yandan Romanya, Çekya ve Slovakya’da üretim artışları biraz daha normalleşti. Büyüme 2. çeyrekte Romanya’da yüzde 4,3, Çekya’da yüzde 2,8 ve Slovakya’da yüzde 2,4’ken 3. çeyrekte sırasıyla yüzde 3,2, yüzde 2,5 ve yüzde 1,8 oldu. Bulgaristan ve Litvanya’da büyüme görece sağlam kalmaya devam etti. (Bulgaristan yüzde 3,8’den sonra yüzde 3,7, Litvanya, yüzde 4’ü takiben yüzde 3,6). Letonya’da yüzde 2,5’ten sonra yüzde 1,8’e düşerek biraz daha yavaşladı. Bu haliyle 3. çeyrek flaş tahminleri bizim bu 11 ülkelik AB grubu için 2019 yılı genelinde ortalama yüzde 3,6 olan tahminlerimizi destekleyecek şekilde gerçekleşmiş oldu. 2018’de aynı grubun ortalama büyümesi yüzde 4,3’tü. 2020 yılında bu bölgede ortalama büyümenin Euro bölgesindeki ekonomik döngünün geciken yansımasıyla yüzde 3’ün altına gerilemesini bekliyoruz.                    

Cezayir: Siyah kuğu

2019 yılı 2. çeyreğinde ekonomik büyüme yıllık yüzde 0,3’e geriledi. Bu da, 2017 yılı son çeyreği dışarıda bırakılırsa (büyümenin yıllık yüzde -0,4 olduğu) doksanların ortasından beri görülen en düşük hız. Sonuç olarak, bu sene yıllık büyümenin yavaşlayarak yüzde 1’e ve seneye yüzde 0,5’le 1994’ten beri görülen en düşük seviyeye gerilemesini bekliyoruz. Yavaşlamanın ana sebebi kamu gösterileri değildi. Tam tersi, gösteriler ekonomik durumdan duyulan rahatsızlığın bir ürünüydü. Hidrokarbon sektöründeki üretim sıkıntısı potansiyel büyüme üzerinde baskı yapan en önemli problem. Bu sektörde yıllardır hep yatırımların gerekenden az yapılmış olması üretim kapasitesinin yetersiz kalmasına neden oldu. Son iki senede üretim hacmi yüzde 14,6 düştü (2005’te üretimin zirvede olduğu zamana göre de yüzde 36,2’lik kayıp). Ülke döviz rezervlerini de kaybetmeye devam ediyor. Rezervlerin ithalatı karşılama oranının şu anda çoktan 12 aya gerilediğini tahmin ediyoruz (2013 yılında 35 aydı). 2020 yılının sonuna kadar bu oran 7 aya kadar gerileyerek ekonomi üzerindeki likidite baskılarını arttırabilir. Hükümetin, ekonominin tamamen resesyona düşmemesi için verdiği sübvansiyonlar ve bu nedenle zayıflayan nakit pozisyonu asıl sorun olmaya devam ediyor. Yine de 2021 yılında bir resesyonun yaşanma olasılığı giderek artıyor.

Filipinler: 3. çeyrekte büyüme yeniden ivme kazandı

İkinci çeyrekte yıllık yüzde 5,5 olan reel GSYH büyümesi yeniden hız kazanarak 3. çeyrekte yüzde 6,2’ye yükseldi. 3. çeyrekte yurtiçi talep büyümenin tek sürükleyicisiydi. Bunda, Nisan ayında gecikmeyle onaylanan 2019 yılı bütçesi sonrası hızlanan kamu harcamalarının da katkısı vardı. Kamu harcamalarındaki artış yüzde 9,6’ya ulaştı (2. çeyrek yüzde 7,3’tü) ve kamu inşaat yatırımları 2. çeyrekteki yüzde 27,2’lik düşüşü tersine çevirerek yüzde 11’e çıktı. Genel olarak bakıldığında 2. çeyrekte yüzde -4,6 olan sabit yatırımlar 3. çeyrekte toparlanarak yüzde 2,1 oldu ama stokları eritmeye yöneliş büyümeye negatif katkı yaptı. Ancak, stokların eriyor olması takip eden çeyrekler için sermaye harcamalarında bir yakalama etkisi yaratabileceğinden ekonomi için iyi bir işaret olarak algılanabilir. Diğer yandan, 2. Çeyrekte yüzde 5,5 tüketici harcamaları 3. çeyrekte yüzde 5,9’a tırmandı. Bunda daha düşük enflasyon ve faiz indirimleri destekleyici oldu. 2. çeyrekte büyümeye yüzdelik bazda 3 puan sağlayan net ihracat ise ciddi şekilde hız kaybetti ve büyümeye 3. çeyrekte sadece yüzdelik bazda 0,1 puanlık katkı sağladı. Çünkü hem ihracat (yüzde 0,2) hem de ithalat (yüzde 0) durma noktasına geldi. Genel olarak bakıldığında şu anda 2019 yılı için yüzde 5,3 olan tahminimizi yukarı yönde revize etme ihtimalimiz var.

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.