19 Aralık 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

ABD: Perakende satışları endişelendirici. Konut sektörü toparlanmaya devam ediyor

Kasım ayında aylık yüzde 0,5 artması beklenen perakende satışlar sadece yüzde 0,2 artarak hayal kırıklığı yarattı. Oynak kategoriler dışarıda bırakıldığında yüzde 0,4 artması beklenen “çekirdek” perakende satışlar -ki bunlar GSYH hesaplamalarına da giriyor- sadece yüzde 0,1 arttı. Yıllık bazda çekirdek satışların artış hızı yüzde 4’ten yüzde 3,2’ye geriledi. Daha da önemlisi yılbaşı tatiline yönelik alışverişler zayıftı. Giyim ürünleri satışları yıllık yüzde 3,3 azalırken spor malzemeleri, kitaplar vs. son beş ayda dördüncü kez geriledi. Genel ticari malların satışında yıllık yüzde 0,1 düşüş izlenirken büyük mağazaların satışları yıllık yüzde 7,2 azaldı. Ancak, mağaza dışı satışlar (çoğunlukla e-ticaret satışları) yıllık yüzde 11,5’lik keskin bir artış sergiledi. İmalat sanayii üretimi aylık bazda yüzde 1,1’lik keskin bir artış sergilemiş olsa da yıllık oran hâlâ yüzde 0,8 ve 19 alt sektörden 13’ünde daralma var. Haftalık işsizlik tazminatı taleplerinde son iki yıldaki en yüksek artış yaşandı ve daha da önemlisi Nisan ayındaki dip rakama göre bu taleplerde yüzde 11 artış oldu. Tarihi deneyimlere bakıldığında bu yaklaşan bir yavaşlamanın habercisi sayılabilir. Tüm bu gelişmeler arasında konut sektöründen iyi haberler geldi. Sektörde; hem konut başlangıçları hem de izinlerinde aylık artışlar görüldü ve yıllık artış oranları da sırasıyla yüzde 8,4 ve yüzde 11,1 oldu. İzinler, son 12 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Benzer şekilde, Konut Piyasası Endeksi de 5 puanlık artışla 76 seviyesine yani son 20 yılın zirvesine tırmandı.          

 Euro Bölgesi: İmalat sanayii sektörü resesyondan çıkmak üzere

Euro Bölgesi Bileşik PM endeksi Aralık ayında 50,6 puan seviyesinde sabit kaldı. Bu da, imalat sanayii ve hizmet sektörlerinde genel olarak faaliyetlerin yılın son çeyreğinde çok fazla artış sergilemeyeceğinin bir işareti olarak algılanabilir. Çeyreklik bazda son çeyrekte büyümenin yüzde 0,2 olmasını bekliyoruz. Ancak, bileşik endeks, söz konusu iki sektör arasında bir ıraksama olduğunu göstermeye devam ediyor. Hizmetler sektörü PM Endeksi 52,4 ile son dört ayın en yüksek seviyesine çıkarken imalat sanayii PM Endeksi birazcık daha kötüleşerek (46,9’a) sektör faaliyetlerinde düşüş olduğuna işaret etti. Avrupa Merkez Bankası dahil dünya çapında birçok merkez bankası ekonomik gelişmelere çok duyarlı bir pozisyon almış durumda ve hem imalat sanayii sektöründe istikrarı hem de hizmetler ve inşaat gibi yurtiçi odaklı sektörleri desteklemeye devam edecektir. Ayrıca, olağandışı seviyelerde olan stoklarda aşağı yönde düzeltmenin önemli bir kısmı 3. çeyrekte tamamlandığı için 4. çeyrekte stoklar normal seviyelere gerileyecek. Bu da, sene başından itibaren imalat sanayii üretiminin resesyondan çıkmasını destekleyecektir. Ağustos ayından beri ilk kez yeni siparişlerde artış olması da iyi bir haber. Her ne kadar para politikası 2020 yılının ilk yarısında gelecek yeni bir faiz indirimiyle genişlemeci kalmaya devam edecek olsa da mali politikaların rolünün artmasını bekliyoruz. Tüm bunların ışığında, 2019 yılında yüzde 1,2 olan Euro Bölgesi GSYH büyümesi 2020 yılında yüzde 1’lik potansiyel seviyesinin altında kalacaktır.

Almanya: Temkinli ekonomik toparlanma, keskin bir büyüme yok

Alman ekonomisinin bir dönüş noktasına geldiğine yönelik işaretler artıyor. Önceki ay 95,1 seviyesinde olan Alman ifo iş çevreleri beklenti endeksi Aralık ayında ikinci kez artarak 96,3 seviyesine çıktı. Bu da, göstergede Ağustos 2018’den beri görülen en büyük artış. Bu artışın önemli bir kısmı beklentilerdeki belirgin iyileşmeden (+1,5) kaynaklandı ama mevcut koşullar bileşeninde de artış var (+0,8). Temel ekonomik sektörlere bakıldığında hizmetler sektörünün altı ayın zirvesine tırmanarak dayanıklılık sergilediği görülüyor. İmalat sanayii ise daha iyi beklentiler sayesinde (mevcut koşullar bileşeni düşmeye devam etti) az da olsa artış kaydetti. İnşaat sektörü bileşenin ise ivmesinde yavaşlama oldu. Ifo anketi sonuçları Alman ekonomisi için en kötünün geride kaldığına işaret etse de ilerisi için büyümede ani bir artış beklemiyoruz. Küresel ticaretin belirsiz görünümü, otomotiv endüstrisinin durumu ve artan siyasi belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle önümüzdeki çeyreklerde en iyi ihtimalle çok düşük GSYH büyüme rakamları görülecektir. Almanya için 2019 ve 2020 yıllarında GSYH büyümesinin yüzde 0,6 ile sınırlı kalmasını bekliyoruz. Bu da, Euro Bölgesi’nin tamamı için aynı yıllarda yarı yarıya bir büyüme olacağı anlamına geliyor.

Rusya: Para politikasında gevşemenin 2020 yılında da devam etmesi bekleniyor

Rusya Merkez Bankası gösterge faiz oranında geçtiğimiz hafta 25 baz puanlık indirime giderek faizi yüzde 6,25 seviyesine çekti. İndirime eşlik eden açıklamada; enflasyondaki düşüşün beklenenden hızlı gerçekleştiği ve hanehalkı enflasyon beklentilerinin azaldığı belirtildi. 2019 yılı Mart ayında yüzde 5,3 gibi yüksek bir seviyede olan tüketici fiyat enflasyonu Kasım ayında yüzde 3,5 seviyesine geriledi. Enflasyonun 2020 yılının ilk yarısında daha da gerilemesini ve ikinci yarısında tekrar artışa geçerek 2020 sonunda yaklaşık yüzde 4 olmasını bekliyoruz. Bu da, önümüzdeki çeyrekler için özellikle de ekonomik büyüme yatayda kalacağından para politikasında daha fazla gevşemeye alan bırakıyor. 2019 yılında yüzde 1,1 olan GSYH artışının 2020 yılında yüzde 1,3 olmasını bekliyoruz.    

NOT: Haftalık İhracat Risk Görünümü raporlarına 8 Ocak 2020 tarihine kadar ara veriyoruz

 Mercekteki Ülkeler

Arjantin: 3. çeyrek GSYH’si ve ilk ekonomik önlemler

3. çeyrekte reel GSYH çeyreklik bazda yüzde 0,9 artarak 2017 yılı son çeyreğinden beri ilk kez artıya geçti. 2. .çeyrekte reel GSYH’de yüzde 0,7’lik bir düşüş olmuştu. Yıllık olarak bakıldığında 3. çeyrekte küçülme yüzde -1,1 ile devam etti. Özel tüketim harcamalarında çeyreklik bazda yüzde 0,3’lük bir toparlanma vardı ve ihracattaki çeyreklik bazda yüzde 2 artış ile ithalatı yüzde 1,3’lük artışı geçti. Ancak, Arjantin’in henüz gölgeler arasından tam olarak çıktığını söylemek için erken. Yılın son çeyreğinde parasal ve mali koşullar daha da kötüleşti. Bu durum, finansal olmayan şirketlere sağlanan kredi miktarındaki reel büyüme tahmininin Ekim ayında yıllık yüzde 24 düşüş göstermesinden de anlaşılabiliyor. Sanayi üretimi de aynı ay yıllık yüzde 2,3 azaldı ve otomotiv satışları yüzde 30,8 düştü. Kasım ayında yıllık yüzde 51,4’e çıkan enflasyon yeniden yüzde 50’nin üzerinde ve işsizlik 3. çeyrekte yüzde 10,6 oldu. Yeni hükümet ilk ekonomik önlemlerini açıkladı: ihracat ve döviz alımlarında vergi artışlarına giderek dolar gelirlerini arttırmak, sosyal harcamaları canlandırmak ve borçların yeniden yapılandırılması, vergi oranlarının değiştirilmesi ve siyasi bakımdan hassas olan ürünlerin fiyatlarının kontrol edilmesi. Bu önlemlerden bazıları kamu finansmanı bakımından olumlu olsa da, ihracat vergileri, son dönemde yaşanan kuraklığın yaratabileceği olumsuz etkiler yüzünden çok da verimli sonuçlanmayabilir. Ayrıca, enflasyonu kontrol altına alacak herhangi bir önlem açıklanmadı ve yatırımcılar, mali gidişata veya para politikasına yönelik herhangi bir açıklamayı yakından inceleyecektir.     

Bulgaristan: 2019 yılında büyüme sağlam ama ileride yavaşlayabilir

İlk çeyrekte yıllık yüzde 4,5 ve ikinci çeyrekte yüzde 3,8 artan reel GSYH büyümesi 3. çeyrekte yavaşlayarak yüzde 3,1 oldu. Böylece, 2019 yılının ilk üç çeyreğinde ortalama büyüme yüzde 3,8’e geldi. GSYH’nin bileşenlerine bakıldığında yurtiçi talebin 3. çeyrek büyümesinin ana sürükleyicisi olduğu görülüyor. Bunda, tüketicilerin yüzde 4,4’lük, kamunun da yüzde 6,2’lik katkısı oldu. Diğer yandan, sermaye harcamaları zayıf kalmaya devam etti. Sabit yatırımlar sadece yüzde 0,9 artarken stoklar 3. çeyrek büyümesinden yüzdelik bazda 2,1 puan çaldı. Her ne kadar 2. çeyrekte yıllık yüzde 3 azalan reel ihracat artışı 3. çeyrekte yüzde 1,8 artmış olsa da bunun ana nedeni yurtdışı talebin zayıf kalmaya devam etmesiydi. 3. çeyrekte ihracatın artması ve ithalatın yüzde 0,2 düşmesiyle net ihracat büyümeye yüzdelik bazda 1,3 puan katkı yaptı. Önümüzdeki dönemde yurtiçi talep yavaş yavaş zayıflayacağından çeyreklik olarak büyümenin azalmaya devam etmesini bekliyoruz. 2019 yılında yüzde 3,7 olan GSYH büyümesinin 2020 yılında hemen yüzde 3’ün altında kalacağını tahmin ediyoruz.    

Lübnan: Tahvil piyasası ciddi takip altında

Kasım ayı sonunda Lübnan Merkez Bankası vadesi gelen bir Eurobond’un ana para ödemesi için Lübnan hükümeti adına 1,5 milyar dolarlık bir ödeme yaptı. Bu, siyasi ve ekonomik bir kriz içinde olması nedeniyle ilk kez borç ödeme durumuna dair spekülasyonların ortaya çıktığı ülkeye biraz daha zaman kazandırmış oldu. Bir sonraki ödeme tarihi 1,2 milyar dolarlık bir Eurobond’un vadesinin dolduğu Mart 2020’de ve büyük ihtimalle onun da ödemesinde bir pürüz çıkmayacak. Ancak, yatırımcıların önümüzdeki yıllarda borç ödemelerine dair güvenleri şu anda düşük. Nisan 2021’de vadesi dolacak bir tahvil şu anda 58 dolar civarında fiyatlanıyor; vadesi 2022 veya sonra olan tahviller ise 50 doların altında. Daha da önemlisi, bir IMF raporuna göre Lübnan Ekim 2014’ten beri 15 milyar dolara yakın uluslararası tahvil çıkarmış görünüyor ve bunlarla yönelik bir yeniden borç yapılandırmasına giderse ülke anlaşmazlık davalarına konu olabilir.   

Çin: Kasım ayında ekonomik faaliyetlerde iyileşme var ama yavaşlama henüz durmadı

Kasım ayında sanayi üretimi Haziran ayından beri görülen en yüksek artışı sergileyerek olumlu bir sürpriz yaptı. Ekim ayında büyümesi yıllık yüzde 4,7 iken Kasım’da yüzde 6,2 oldu. Bu artışta, özel şirketlerin ve imalat sanayii üretiminin katkısı büyüktü. Mevsimsel olarak da bazı olumlu gelişmeler vardı. Ekim ayında yüzde 7,2 olan nominal perakende satışlar Kasım ayında yıllık yüzde 8’lik büyüme sergileyerek olumlu bir sürpriz yaptı. Fakat bunun asıl sebebi enflasyondaki ani artıştı. Sene başından bu yana sabit varlık yatırımlarına bakıldığında büyüme yıllık yüzde 5,2’de sabitti. Kamu iktisadi teşebbüsleri görece aktif olan mali politikaya paralel bir şekilde daha az olsa da büyümeyi desteklemeye devam etti. Para politikasında gevşeme Kasım ayında ödenmemiş kredilerin artışının yüzde 10,7’de sabit kalmasından da anlaşılacağı üzere hâlen ihtiyatlı bir şekilde devam ediyor. Genel olarak bakıldığında Kasım ayı verileri belki de yavaşlama döneminde en kötüsünün geride kaldığına işaret ediyor. Ancak, görünüm hâlen belirsiz ve tek bir aydaki iyi gelişmelerden henüz bir şey çıkarmak mümkün değil. Ekonomik yavaşlamanın devam etmesini ve 2019 yılında yüzde 6,2 olan büyümenin 2020 yılında yüzde 5,9’a gerilemesini bekliyoruz.     

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.