12 Haziran 2019 Haftalık İhracat Risk Raporu

Manşetlerde

Almanya: 2. çeyreğe çok zayıf başlangıç

Alman ekonomisi ikinci çeyreğe hayal kırıcı bir başlangıç yaptı. Ülkenin ihracatında ve sanayi üretiminde en son Ağustos 2015’de görülen keskin düşüşler yaşandı. Bu da, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin küresel ticarete yönelik siyasi belirsizlikler ve Brexit gelişmelerine karşı kırılganlığını ortaya koymuş oldu. Bir önceki aya göre ihracat yüzde 3,7 gerilerken sanayi üretimi yüzde 1,9 azaldı. Bunda; yatırım malları ve ara malları üretimlerindeki belirgin düşüşler sürükleyici oldu. İmalat sanayiine yönelik yeni siparişler Nisan ayında bir önceki aya göre mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 0,3 artarak sevindirdi. Mart ayının aynı verisi de yüzde 0,8 olarak hafifçe yukarı doğru revize edildi. Büyük siparişler dışarıda bırakıldığında artış yüzde 2,1 ile daha da güçlüydü. Ancak, son gelen sipariş verileri biraz hayal kırıcıydı. ABD ve Çin arasındaki ticari anlaşmazlığın son dönemde artması, 2019 yılı başında yurtdışı talebin gidişat eğiliminde yakalanan olumlu havanın geçici olabileceğini gösteriyor. Sanayi sektöründeki zayıflığın yurtiçi talep üzerinde giderek daha fazla baskı yarattığına dair de işaretler var. Önümüzdeki çeyreklerde Almanya da ekonomik ivmenin sabit kalmasını ve aşağı yönlü risklerin artmasını bekliyoruz.   

İngiltere: 3. çeyrek ihtiyati stoklama yeniden hızlanacak

2018 yılının ilk çeyreğinden beri stoklar sürekli olarak artmaya başladı ve bu artış 2019 yılının ilk çeyreğinde iyice belirgin hale geldi. Şu anda, bundan dolayı bir düzeltme var gibi çünkü Mart ve Nisan aylarına ait aylık GSYH verileri sırasıyla yüzde -0,1 ve yüzde -0,4 oldu. Hatta, imalat sanayii üretimi Nisan ayında daha da belirgin aylık yüzde -3,9’luk bir düşüş sergiledi. Toptan ve perakende satışlar ve bilgi ve iletişim hizmetlerinde büyük ihtimalle Brexit’e bağlı geçici büyümeyle son dönemlerde çıkışta olan hizmetler sektöründe de zayıflık vardı. Nisan ayında büyüme yoktu. Bu nedenle, ilk çeyrekte GSYH büyümesine yüzdelik bazda 0,8 puanlık katkıda bulunan stokların 2. çeyrekte büyümeden yüzdelik bazda 0,4 puan çalmasını bekliyoruz. İngiltere’nin bir sonraki başbakanını bulmaya yönelik rekabet de sıkı geçeceğe benziyor ve belirsizlikleri arttırıyor. 22 Temmuz’da gerçekleşmesi beklenen atama öncesinde Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınıra ilişkin geçici güvenceleri içeren ve birçok adayın istediği maddenin (Irish backstop) yeniden müzakere edilmesi için yeterli zaman kalmayacak gibi görünüyor. 50.maddenin yeniden uzatılmasına ve buna bir referandumun eşlik etmesine dair ihtimaller yüksek (2020 ortasına veya sonuna kadar). Yine de, İngiltere ve AB için yarattığı zorluklar düşünüldüğünde; hem belirsizliğin hem de bir “anlaşmasız ayrılık” ihtimalinin artma olasılığı yükselecektir (“anlaşmasız ayrılık” ihtimali yüzde 25’ten yüzde 40’a). Bu nedenle, İngiliz şirketleri 3. çeyrekten itibaren stoklama faaliyetlerini yeniden hızlandıracaktır. 2019 ve 2020 yılları için GSYH büyümesinin sırasıyla yüzde 1,2 ve yüzde 1 olmasını bekliyoruz.    

Fransa: Daha mı iyi, daha mı kötü?

İhracat 2011 yılından bu yana en iyi başlangıçlarından birini yaparak 2019 yılının ilk dört ayında 9 milyar Euro artış gösterdi. Tahıl ve lüks mallar en beklenmedik iyi performans gösteren segmentlerdi. Afrika, ülkenin yeteri yağış alamayan bir bölgesine yapılan ithalattan dolayı tahıl ihracatındaki artışın 850 milyon euroluk kısmını oluşturdu. Böylece, 2015 yılından beri Afrika’ya ilk kez ihracatta artış oldu. Lüks segment ise 2 milyar Euroluk ek ihracatla en beklenmedik ihracat artışı sergileyen kalem oldu. Bu da belki birçok ekonomik belirsizlik ile çevrelenmiş dünya ekonomisinde kaliteye kaçışın bir yansıması olabilir. Yılın ilk dört ayında Havacılık sektörü 2,8 milyar Euro, kimya sektörü ise 1,7 milyar Euro ile ihracat performansı güçlü olan iki sektör oldu. Ancak, otomotiv sektörüne ait endişeler devam ediyor çünkü Fransız otomotiv üreticilerinin ihracat zararları 0,4 milyar Euro’ya ulaştı. AB içinde, İngiltere ve İtalya Fransa’nın ihracatına en çok katkı yapan ülkelerdi. İngiltere, ilk Brexit tarihinden önce yaptığı ihtiyati stoklama ile ithalatını arttırırken (Fransa açısından +1,8 milyar Euroluk ihracat) İtalya 2019 yılı için zayıf olan büyüme görünümüne rağmen Fransa’dan ithalatını, yılın ilk dört ayında bir sene öncenin aynı dönemine göre 0,7 milyar Euro arttırdı. AB dışında Fransa’nın ihracatına en büyük katkı Çin ve ABD’den geldi. 2019 yılının ilk dört ayında her iki ülkenin bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat artışı Çin’de milyar Euro 1,3 ve ABD’de 1,1 milyar Euro oldu. Genel olarak değerlendirdiğimizde yılın ikinci yarısında ihracat artışının daha düşük olmasını ve 2019 yılında toplam ihracat artışının 14 milyar Euro’ya ulaşmasını bekliyoruz.    

Polonya: Ekonomi kademe kademe yavaşlıyor, kurumsal riskler artıyor
2018 yılı son çeyreğinde yıllık yüzde 4,9 olan büyüme ikinci kez yapılan tahminlere göre ilk çeyrekte yüzde 4,7’ye yavaşladı. Tüketici harcamalarındaki artış yıllık yüzde 3,9’a gerilerken kamu harcamalarının büyümesi sonbaharda gerçekleştirilecek seçimler öncesinde gidilen mali canlandırma önlemleri sayesinde yüzde 6,4’e çıktı. AB’nin uygun projelere sağladığı fonları güçlü şekilde sürdürmesiyle sabit yatırım harcamaları da ilk çeyrekte yıllık yüzde 12,6 arttı. Ancak, stoklar ilk çeyrek büyümesinden yüzdelik bazda 1,6 puan çaldı. İlk çeyrekte, Euro Bölgesi’nden gelen talebin azalması nedeniyle dış ticaret faaliyetlerinde yavaşlama oldu. İhracat artışı yıllık yüzde 5,9’a gerilerken ithalat artışı yüzde 5 oldu. Böylece, net ihracatın ilk çeyrek büyümesine katkısı yüzdelik bazda 0,7 puan kaldı. Diğer yandan, Polonyalı şirketler zorluklar yaşamaya devam ediyor. Son birkaç yıldaki ekonomik canlılığa rağmen 2016 yılından beri şirketlerin “ödeme yapamama” risklerinde artış var ve bu da 2016-2018 döneminde iflaslardaki yıllık ortalama yüzde 10 artışı kısmen açıklıyor. 2019 yılında iflasların yine yüzde 10 daha artmasını bekliyoruz. Bu da, Polonyalı şirketlerin özellikle büyük çaplı tedarikçileri için bir risk oluşturuyor.    

Mercekteki Ülkeler

ABD: İstihdam yavaşlıyor, Fed faiz indirimi ihtimali artıyor

Mayıs ayında 180 bin kişilik ek istihdam beklentisine rağmen istihdam raporunda yaratılan istihdamın 75 bin kişide kalması ve önceki iki ayda yaratılan istihdamın da 75 bin kişi aşağı doğru revize edilmesi büyük hayal kırıklığı yarattı. İstihdam artışı son; üç, altı ve on iki aydır yavaşlıyor. Zayıflık birçok sektöre yayılmış durumda. Ücretlerdeki artış da üç ay önce yıllık yüzde 3,4 iken yüzde 3,1’e geriledi. İşsizlik oranı yüzde 3,6’da ve işgücüne katılım oranı da yüzde 62,8’de sabit kaldı. Bu rapor da diğer birçok gösterge gibi ekonomide yavaşlama olduğuna ve resesyon ihtimalinin arttığına dair sinyaller veriyor. Buna ek olarak, Fed Fonları futures piyasasında geçtiğimiz hafta ciddi bir değişim oldu ve şu anda fiyatlamalar ilkinin Temmuz’da olması beklentisiyle bu sene iki faiz indirimi yapılacağı yönünde. Başka bir raporda manşet üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 2,2’den yüzde 1,8’e gerilemesiyle (son iki yılın en düşüğü) enflasyonda zayıflama görüldü. En az oynaklık gösteren çekirdek enflasyon oranı da yüzde 2,4’ten yüzde 2,3’e geriledi.      

Ukrayna: Siyasi belirsizlik ve ekonomik yavaşlama

Geçtiğimiz hafta Ukrayna’nın yeni Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy 20 Mayıs’ta göreve geldiğinden beri ilk yurtdışı ziyaretini yaparak Brüksel’deki AB ve NATO görevlilerini ziyaret etti ve Ukrayna’nın her iki kuruma olan bağlılığını yeniden vurgulamış oldu. Ancak, bu hamle Rusya ile yeniden başlayacak barış görüşmelerini ve buna bağlı olarak Rusya’nın desteklediği Doğu Ukrayna’daki ayrılıkçılarla olan savaşı sonlandırmayı karmaşık bir hâle getirmiş oldu. Halbuki, Zelenskiy bunu seçim kampanyasında en önemli önceliği olarak ortaya koymuştu. Ekonomik kanada bakılacak olursa, ilk çeyrekte GSYH büyümesi çeyreklik bazda yüzde 0,2 ve yıllık bazda yüzde 2,2’lik artışlarla belirgin şekilde yavaşlamış oldu. Geçen senenin son çeyreğinde GSYH büyümesi yüzde 1,1 ve yıllık bazda yüzde 3,5’ti. Büyüme verilerinin detayları henüz yayınlanmadı ama aylık göstergeler sanayi sektörünün ilk çeyrek büyümesi üzerinde en çok baskı yaratan unsur olduğuna işaret ediyor. Sanayi üretimindeki artış geçtiğimiz senenin ilk çeyreğinde yıllık yüzde 2,9 iken son çeyreğinde yüzde -0,4 olmuştu ve bu senenin ilk çeyreğinde de sektörde üretim yıllık yüzde 0,8 azaldı. Ancak, Nisan ayında üretimin yeniden arttığı ve yıllık bazda yüzde 5,3 olduğu görülüyor. Genel olarak bakıldığında büyümenin 2018 yılındaki yüzde 3,3 sonrasında bu sene yüzde 2,4 olmasını 2020 yılında hafifçe artarak yüzde 2,5’e çıkmasını bekliyoruz.  

Afrika: Yağış seviyelerinin düşük olması büyümeyi olumsuz etkiliyor

Afrika kıtası için 2019 yılı büyüme tahmini yüzde 2,8’di ama kıtanın özellikle doğu, güney ve kuzey bölgelerinde gözlenen anormal derecede düşük yağış oranlarından dolayı artık büyümenin yüzde 2 olması bekleniyor. Bu sıra dışı şekilde düşük olan yağış miktarının iki önemli sonucu var. Öncelikle tarımsal üretim ve ihracat ciddi bir darbe alacak, ve bazı durumlarda ülkelerin bir kısmı ihraç ettiği ürünlerin ithalatına bile yönelecek (özellikle tahıl). İkinci olarak da düşük su kaynağı elektrik üretimini sınırlayacak, ki Afrika’da hidroelektrik üretimi dünya ortalamasının üzerinde. Bunun sonucu olarak, madencilik gibi enerji yoğun üretim yapan sektörlere sahip ülkeler olumsuz etkilenecek. Ayrıca, Sudan, Cezayir ve Zimbabwe gibi halihazırda zaten yoğun şekilde sübvanse edilen ülkeler için bu durum, sosyal hoşnutsuzluk ve/veya mali sürdürülebilirlik risklerinin artması anlamına da gelecek (bknz 17 Nisan 2019 tarihli haftalık rapor). Kıta genelinde büyüme planları ve mevcut su kaynağı imkanları arasında ciddi bir boşluk var (bknz. 21 Mart 2019 tarihli haftalık rapor). Diğer faktörlere ek olarak normalin altındaki yağış seviyeleri; Güney Afrika, Fas ve Zambiya’nın 2019 yılı büyüme tahminlerinin aşağı yönde revize edilmesindeki temel neden. Revize edilmiş 2019 yılı büyüme tahminleri Güney Afrika için yüzde 0, Fas için yüzde 2 ve Zambiya için ise yüzde 1,5.    

Tayland: İvme kaybı

Durağan yurtdışı talebin ihracatı ciddi olarak olumsuz etkilemesi nedeniyle (2019 yılı ilk çeyrek yıllık yüzde -4,9) 2018 yılı son çeyreğinde yüzde 3,2 olan GSYH büyümesi, ilk çeyrekte reel yıllık yüzde 2,8’e geriledi. Tüketici harcamaları yüzde 4,6 ve sabit yatırımlar yüzde 3,2 ile ilk çeyrekte yavaşlama gösterdi. Sadece kamu harcamalarında artış vardı (+yüzde 3,3) ve stoklar da ilk çeyrek büyümesine yüzdelik bazda 2,8 puan katkıda bulundu. Önümüzdeki dönemde Tayland’ın küresel ticaretteki yavaşlamadan ve ABD-Çin arasındaki ticari anlaşmazlığı çevreleyen belirsizliğin artmasından olumsuz etkilenmeye devam etmesini bekliyoruz. Her ne kadar mali canlandırma ve ona eşlik eden destekleyici para politikası kötüleşen dış talebin etkilerini kısmen telafi edecek olsa da devam eden siyasi belirsizlik, iş çevreleri ve tüketici beklentilerini olumsuz etkileyebilir ve kısa vadede büyüme ivmesini sınırlandırabilir. Bahar 2019’da gerçekleştirilen seçim sonrasında Temsilciler Meclisi’inde hiçbir siyasi parti çoğunluğu elde edemedi. Ancak, görünen o ki şimdi askeri yönetimin devamını destekleyebilecek asker yanlısı bir koalisyon oluşabilir. Bu da, politik gecikmelerin devam edebileceğine işaret ediyor. 2018 yılında yüzde 4,1 olan büyümenin 2019 yılında yavaşlamasını ama yine de yüzde 3,4’lük sağlam bir seviyede kalmasını bekliyoruz.   

 Takvim / Neleri Takipte Olacağız?

13 Haziran    Euro Grup toplantısı
14 Haziran    Polonya Mayıs ayı enflasyon
14 Haziran    Rusya Merkez Bankası toplantısı
14 Haziran    Türkiye Nisan ayı ödemeler dengesi
14 Haziran    ABD Mayıs ayı sanayi üretimi
14 Haziran    ABD Mayıs ayı perakende satışlar
18 Haziran    Euro Bölgesi Nisan ayı ticaret
18 Haziran    Euro Bölgesi Mayıs ayı enflasyon
18 Haziran    Türkiye Nisan ayı sanayi üretimi
18 Haziran    ABD Mayıs ayı konut başlangıçları
19 Haziran    Euro Bölgesi Nisan ayı inşaat sektörü üretimi
19 Haziran    İngiltere Nisan ayı konut fiyatları
19 Haziran    İngiltere Mayıs ayı enflasyon
19 Haziran    ABD Fed açıklaması
20 Haziran    İngiltere Merkez Bankası para politikası toplantısı

 

 

FERAGATNAME

Bu değerlendirmeler, her zaman aşağıdaki feragatnameye tabidir. Bu materyal, bir Allianz şirketi olan Allianz Trade SA tarafından yayınlanmıştır ve sadece bilgilendirme amaçlıdır, tavsiye amaçlı değerlendirilmemelidir. Bu bilginin alıcıları kendi bağımsız değerlendirmelerini yapmalıdır ve sadece bu bilgilere dayanarak harekete geçmemelidir. Bu materyal, bizim onayımız olmaksızın çoğaltılmamalı ve hiçbir belgeye eklenmemelidir. Yasaklanmış̧ olabileceği hiçbir yargı alanında dağıtımına kalkışılmamalıdır. Bu bilginin güvenilirliği bağımsız olarak Allianz Trade tarafından doğrulanmamıştır ve bilginin doğruluğu ile bütünlüğü hakkında Allianz Trade hiçbir şekilde (söyleyerek veya ima yoluyla) temsil veya garantide bulunmamakta, bu bilgiye güvenmek ve onu kullanmak nedeniyle doğabilecek hiçbir sorumluluk ve yükümlülüğü kabul etmemektedir. Aksi belirtilmedikçe, sadece Allianz Trade Finans Departmanı’nın tüm görüş ve tahminleri bu tarihten itibaren hiçbir bildirim olmaksızın değiştirilebilir. Allianz Trade SA, Fransa Mali Pazar Yetkilisi tarafından yetkilendirilmiş ve düzenlenmiştir. Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) euro-dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu’na sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.